Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Âşık olup çabucak uzay gemileri yaptılar ve Venüs'e uçtular.
Susan ile Jim dokuz yıllık evliydiler. Pek çok çift gibi, başlangıçta birbirlerini seviyorlardı ama yıllar geçtikçe birbirlerine duydukları öfke ve düşkırıklığı arttı, sonunda ayrılmaya karar verdiler.
Reklam
"John Gray, sen iyi gün dostusun demek! O tatlı, sevgi dolu Bonnie olduğum sürece buradasın, yanımda, ama öyle olmadığım an kapıyı çekip gidiyorsun."
İlişkilerimizde başarılı olmak için aşkın çeşitli mevsimlerini kabullenmek ve anlamak zorundayız. Kimi zaman aşk kolayca ve kendiliğinden, su gibi akar gider; kimi zaman da çaba gerektirir.
Sayfa 287Kitabı okudu
Her ilişki bir bahçeye benzer. Eğer yeşerip gelişmesi isteniyorsa, düzenli olarak su verilmelidir. Beklenmedik hava değişiklikleri kadar mevsimleri de dikkate alarak özel bakım göstermelidir. Yeni tohumlar ekilmeli ve yabani otlar ayıklanmalıdır. Tıpkı bunun gibi, aşkın büyüsünü canlı tutmak için de, mevsimlerini anlamalı ve aşkın kendine özgü ihtiyaçlarını doyurmalıyız.
Sayfa 284Kitabı okudu
İnsan olmak, sonuçta mağlup olmaktır; zira hepimiz özenle inşa ettiğimiz benlik bilincimizi, fiziksel gücümüzü, sağlığımızı, bizim için pek değerli itibarımızı ve nihayetinde, hayatlarımızı kaybetmeye yargılıyız.
Reklam
İnsanlar arasında sevgi ile nefret sıklıkla birbirlerine karışır. Birbirlerini canı gönülden severken, aynı zamanda onlara içerleyebiliriz. Başka insanlara duyduğumuz sevgi zamanla bizim için hoş bir şeye dönüşebilir ve bize bir yük, özgürlüğümüze vurulmuş bir pranga gibi gelmeye başlayabilir. Onların bize duydukları Sevgi yapmacık gibi gelip Güven vermeyebilir. Şayet bu şüphelere rağmen onları sevmeye devam edersek, kendimizden nefret etmeye başlayabiliriz.
Bir siyaset düşünürünün zihninde oluşabilecek en akla sığmaz düşünce, bir halkın elinde silahla yabancı bir hal￾kın içine girmesinin kendi kanunlarının ve anayasasının benimsenmesi için yeterli olduğunu sanmaktır. Aklın gelişiminin yavaş olması şeylerin doğasındadır ve kimse silahlı misyonerleri sevmez; doğanın ve sağ görünün ilk dersi onları düşman olarak geri püskürtmektir. Özgürlük ancak teşvik edilebilir, asla işgalci bir güç tarafından yaratılamaz. Maximilien Robespierre, 1792'de Paris'te Jakobenler Kulübü'ne yaptığı konuşmadan.
"JIC'in kararında Irak'ın uluslararası terörizmle suç ortaklığına ilişkin yeni bir delil yoktur. Bundan dolayı, Afganistan örneğindeki gibi, terör tehdidiyle savaşmak üzere meşru müdafaa ya dayanan bir Irak harekâtı için hiçbir gerekçe yoktur." Bu rapor ve diğerleri, İngiltere'nin istihbarat servislerinin tekrar tekrar Saddam'la el-Kaide arasında bir ilişki bulunduğu yolunda kanıt bulmakla görevlendirildiğini gösteriyor. Böyle bir kanıt bulamadıkları ve bunu icat etmekte gönülsüz oldukları için bunun hiçbir kanıtının olmadığı raporunu verdiler. Bu raporların tek sonucu Blair'in savaş gerekçesini istihbaratın daha kolay yönlendirilebileceği Kitle İmha Silahları konusundaki iddialara kaydırması oldu.
Günümüzün iktisat ve etik profesörleri, zamanında vazge- çilmez bir parça olan dini öğe ve anıştırmaların büyük bir özenle ortadan kaldırılması derecesinde sekülerleştirilmiş disiplinlerde çalışmaktadırlar. Jacob Viner
1.000 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.