320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Meşhur yazardan son derece güzel bir roman. Doktor Dimitri Nicolef, Riga'da belediye başkanı adayıdır ve rakibi borçlu olduğu bir bankacıdır. Ülkede Slav ve Alman kesimi arasında ciddi bir rekabet ve gerginlik vardır. Doktorun kızı İlka, zamanında sürgün cezası yiyen ve kaçan Vladimir'in nişanlısıdır. Kaçak bir türlü bulunamaz. Bir gün doktor bir yolculuğa çıkar. Bu yolculukta bankadaki bir görevli olan Poch kaldığı Kırık Haç Meyhanesinde öldürülür. Şüpheli esrarengiz arkadaşıdır ve bunun doktor olduğu ortaya çıkar. Sürgün olan Vladimir de ortaya çıkar ve çar tarafından affedilir. Hancı Kroff katilin doktor olduğunu savunmaktadır. Acaba gerçek katil kimdir? Ve birbirini seven bu çift kavuşabilecek midir? Soluksuz okunan bir roman.
Livonya'da Bir Dram
Livonya'da Bir DramJules Verne · İthaki Yayınları · 200647 okunma
Kendimden kaçak Yarim keskin bıçak Nerde bende o yürek Yardan cayacak Hep köşe bucak
Reklam
Saman Altından Su Yürütmek; Vaktiyle bir ova köyünde, köylüler tarlalarını sulamak için ırmağın suyunu nöbetleşe kullanmak üzere anlaşmışlar. Irmak boyunda bulunan tarlalar, açılan kanallar vasıtasıyla sıra ile sulanıyor, herkes ziraatiyle meşgul oluyormuş. Köyün açıkgözlerinden birisi, daha fazla su alabilmek için tarlasında derin ama ince bir kanal kazıp ırmaktan su çalmayı aklına koymuş. Kanalı gizleme maksadıyla da üzerini çalı çırpı ve taşlarla örtüp araziye uydurmuş. En üste de saman yığınları koymuş ki kimse kanaldan şüphe etmesin. Bir müddet sonra, ırmağın daha aşağılarındaki tarlalara giden suyun azalması üzerine köylüler, durumu araştırmaya karar vermişler. Ne çare ki arayıp taramaları sonuçsuz kalmış. Daha yukarılarda çok akan suyun, belirli bir noktadan sonra birdenbire azalmasına bir türlü anlam verememişler. Nihayet tarlaları dolaşıp bakmaya başlamışlar. Kaçak su alan köylünün tarlasına geldiklerinde, bostan havuzunun daima su ile dolu durduğu dikkatlerini çekmiş. Üstelik, havuzun üzerinde saman kırıntıları yüzmekteymiş. Bu suya bu samanlar nereden geliyor diye araştırınca, saman yığınlarına ulaşmışlar ve hileyi anlayıp samanları eşeleyince kanalı bulmuşlar. Bunun üzerine, köyün ihtiyar heyeti toplanmış ve köylüyü falakaya yatırmışlar. Değneği vururken diyorlarmış ki: — Saman altından su yürütürsün ha! Al bakalım hak ettiğin cezayı!.. Bugün deyim, başkalarına sezdirmeden menfaat temin eden; yahut insanları, birbirine düşürüp ortalığı karıştıranlar hakkında kullanılır.
168 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Eh işte diyebileceğim bir araştırma eseri. Yazar Hitler'in hayat öyküsü ile başlıyor ve savaştan sonra ünlü Nazilerin başına gelenler ve MOSSAD'ın bu işle olan ilgisini anlatıyor. Toplama kamplarından, Mendele'den, İsrail konsolosu Elrom'un faaliyetleri ve sonrasında Mahir Çayan'ın onu kaçırmasından, Gladio'dan bahsediyor. Ayrıca Neo-Naziler ile yaptığı mücadeleden bahsediyor. Kitap içerisinde ayrıntılı bilgi barındırıyor olabile ancak yazar fanatiklik derecesinde Yahudi sempatizanı olduğunu kitabın her sayfasında gözümüze gözümüze sokuyor. Belli bir süre sonra sinir bozmaya başlıyor bu durum.
Kaçak Naziler ve Mossad
Kaçak Naziler ve MossadTalip Doğan Karlıbel · Neden Kitap · 20067 okunma
Kürk Mantolu Madonna, Kuyucaklı Yusuf adlı romanların unutulmaz yazarı, hiç ağzımızdan düşürmediğimiz Aldırma Gönül şarkısının şairi Sabahattin Ali (1907-1948) tek partili dönemin baskılarından kurtulmak için yurt dışına kaçmayı düşünür, fakat kendisine pasaport verilmediğinden Bulgaristan’a kaçak yolla gitmeye karar verir. Bu kararın ardından hemen sonra Nisan 1948 de Bulgaristan sınırında ölü bulunur. Sabahattin Ali’yi Milli Emniyet Hizmeti Riyaseti adına ajanlık yapan, yurt dışına kaçak yollarla adam götüren Ali Ertekin tarafından öldürüldüğü ortaya çıkar. Ali Ertekin tutuklanır fakat sadece 4 yıl ceza verilir. O yıl çıkan afdan da yararlanıp bir kaç hafta yatar sadece ve ardından serbest bırakılır. Sabahattin Ali’nin yakın çevresi ise yazarın Kirklareli’de Milli Emniyet tarafından sorgulanırken işkence sonucu öldürülüp Bulgaristan sınırına bırakıldığını iddia ederler. Sabahttin Ali’nin gerçek mezarının nerede olduğu da halen sorulmaktadır.
Artık bu iş, sokaklara kadar inmiş. Bak mısralar devrimde. Dizelerse slogana kalkmış. Sözcükler sokak duvarlarında asılı. Harfler tam anlamıyla bir kaçak. Kelam kaleme aşık. Kalem firarda, Şiir sokakta... –Ahmet Yaşar Gündüz–
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.