Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yazarın Sonsözü*
Bay Gollancz, fantastik hikâyelerimden yapılan bu derlemeye bir önsöz yazmamı istedi. Hikâyeler kronolojik olarak sıralanmışlardır ama burada daha kitabın başında söylemeliyim ki, benim eserlerimle ilgili hiçbir şey bilmeyen birinin Görünmez Adam ya da Dünyaların Savaşı ile başlaması daha uygun olacaktır. Zaman Makinesi dördüncü boyutla ilgili
Sayfa 219 - 225Kitabı okudu
şaşırtıcı gerçekten farklı bir miras türü var
Beynimizin "kontrol edici” devrelerinin sağlıklı gelişmesi için, yeterli düzeyde empati, sevgi, şefkat ve karşılıklı diyalog gerekiyor. Zira insan beyni aslında bunun için yapılandırılmıştır. Nasıl ki kullanılmayan kaslar zamanla küçülüyorsa beyindeki devreler de kullanılmadıkça zayıflar, yeteneklerini kaybeder ve zamanla yok olur. Beyin
Sayfa 71 - Destek yayınlarıKitabı okudu
Reklam
156 syf.
10/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Keşke daha önce keşfetseydim dediğim muazzam bir yazar olan Ethem Emin Nemutlu‘nun ilk ve son olmayacak bir kitabıyla geldim. Kitabın dili o kadar akıcı o kadar duygu yüklü bir dil ki inanın tarif edemem. Ben bir solukta okuyup bitirdim , aralıksız bir şekilde…Benim okuyacağım bir tür; aşırı merak uyandırıyor ve aynı zamanda akıcılıkta bir numara
Kader Gayrete Aşıktır
Kader Gayrete AşıktırEthem Emin Nemutlu · Olimpos Yayınları · 2023652 okunma
Hz. Peygamber'den sonra Müslümanlar önce siyasi, sonra dini ve daha sonra da ilmi alanda yanlış istikamete sürüklenmişlerdir. Müslümanlar arasında siyasetten kaynaklanan çatışmaları değerlendirmekte zorlanan Müslüman zihin, geçmişi; yani sahabe ve tabiîn dönemini kutsayarak, siyasetten kaynaklanan bu iç savaşların faturasını kadere; yani Allah'a kesmiştir. Söz konusu olayların kader olduğunu ileri sürerek ideal nesilleri sorgulama alanının dışına çıkarmıştır. Yönetici sınıf bundan çok memnun olmuş, bu konudaki faaliyetleri desteklemiştir. Özellikle siyasi meşruiyet sıkıntısı çeken Emevi yönetiminin, hicr 100. yılında Halife Ömer bin Abdülaziz'in hadislerin toplanıp kayda geçirilmesi emrini vermesiyle Hz. Peygamber referanslı hadis borsası oluşturulmuştur. Bu demektir ki Hz. Peygamber'in vefatının ardından Arap siyasi kültürü, Beni Sa'ide'de devletin yönetimine ve dine el koymuştur.
Sayfa 13 - İSTANBUL YAYINEVİKitabı okudu
112 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Öncelikle bu kitabın özelliği çevirmenlerinde. Cemil Meriç ve Lamia Çataloğlu. Cemil Meriç'i hepimiz biliyoruz. Peki Lamia Çataloğlu? Kendisi Cemil Meriç'in Antakya'da tanışıp aşık olduğu İngilizce Öğretmeni bir hanımefendi. Mektuplaşmaları Cemil Meriç'in Jurnal isimli 2 Cilt olan kitabında yer alıyor. Kitaba gelecek olursak; kitabın konusu 20 Temmuz 1714 yılında Peru'nun San Luis Rey isimli köprüsünün çökmesi ve bu kazada ölen 5 yolcunun hayat hikayesi. Kazanın tek tanığı olan papaz Juniper bu ölen 5 kişinin hayatı ile ilgili bir araştırma yapıyor ve hayat hikayelerinde, birlikte ölmelerinde ki kader birliğinin esrarını aydınlatmaya çalışıyor. Kitabı tavsiye ediyorum ve çok beğendiğim iki alıntıyı burada da paylaşıyorum. Herkese faydalı okumalar dilerim. "Herkes sevmeden öpüyordu birbirini. Anladı ki bu pis dünyanın insanları hodbinlik zırhı içinde dolaşıyor, herkes kendi kendisiyle sarhoş, iltifatlara susamış, kimsenin söylenenleri dinlediği yok, herkes en yakın dostlarının felaketlerine kayıtsız, arzularıyla başbaşalığını bozacak her müdaheleden korkuyor." Sayfa 17 "En derin aşklarda bile taraflardan biri daha daha az sever. İki insan aynı derecede iyi, aynı derecede yetenekli, aynı derecede güzel olabilir ama birbirini aynı ölçüde seven iki kişi yoktur yer yüzünde." Sayfa 47
Köprüden Düşenler
Köprüden DüşenlerThornton Wilder · Tur Yayınları · 198138 okunma
602 syf.
10/10 puan verdi
#seldaokudu #düğmeler Yılın en sevda kokan romanı... Okurken nakış nakış içinize işleyen bir hikaye... Sevdiklerimiz için onların hasretini çekmeye de razı oluruz. Abdürrahim de Elife'si için ona daha güzel bir hayat kurmak için gurbetçi olarak çalışmaya gider. En yakın arkadaşım Fuat ile hasret ile düşer yollara. İlk dakikadan daha değişen Fuat ailesini çoktan unutsa da Abdürrahim için her şey daha da özel ve korunması gerekiyordu. Yeni dostu Ali Sadık ile de bu hasret yanını paylaşıyordu. Elife ise giden Abdürrahim ardından güzelliği ile onda gözü olan Kamil 'in kıskacı altına girmişti. Ama onun kalbi bir tek sevdiğine aitti. Üstelik Abdürrahim giderken ondan bir parça da bırakmıştı Elife'sine... Ama bırakmadılar ki yavrusu ile mutlu olsun... Zaman ise onlar için ilerlerken kader ağlarını başka türlü örüyor sevenlerin arasını açıyordu... İmtihan dünyasında onların imtihanı ise hiç ama hiç kolay olmayacaktı... Elife can parçasından vazgeçecek onu sevdiğine emanetsin edecekti sessiz sedasız. Elife için de Abdürrahim için de bambaşka bir hayatın başlangıcı olacaktı. Bize ise o hikayeleri okumak düşecekti... Harika bir kitaptı akışı, konusu ve anlatımı ile beni benden aldı. Ama ufak bir eleştiri yapmadan da duramayacağım. Başlarda olan o sakinlik o konuya alıcılığını kitabın son sayfalarında bulamadım. Sanki sonları biraz hızlı geçti gibi geldi. Bazı konularda da havada kaldım diyebilirim.
Düğmeler
DüğmelerSuzan Demir · Kent Kitap · 013 okunma
Reklam
162 syf.
10/10 puan verdi
Allah'ı Gerektiği Gibi Düşünmek ve Kader
İlhami Güler'in okuduğum ilk kitabı olan "Allah'ın Ahlakiliği Sorunu" bir zihniyeti ve bu zihniyetin hayata yansımalarını incelemektedir. Bu kitapta işlenen temel konu Allah'ın fiillerinin ahlaki olup olmayacağı meselesidir. Söz konusu meselenin müslümanın hayatına nasıl etki ettiği, onun zihnini ve hayatındaki davranışlarını nasıl
Allah'ın Ahlakiliği Sorunu
Allah'ın Ahlakiliği Sorunuİlhami Güler · Ankara Okulu Yayınları · 2011155 okunma
NOTLAR 3 (oblomov)
Puşkin için aşk, insan ruhunu uyandıran bir özelliğe sahiptir. Nitekim Tatyana tarafından reddedilen Onegin’in ahlaki açıdan sarsıldığı görülür. Yazar, eserinde çevre tarafından belirlenmiş ve tipikleştirilmiş toplumsal yapının esas çizgilerini yansıtır. Öyle ki kahramanlar değişmez kişilikler olarak değil, toplumsal olaylardan
56 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 saatte okudu
Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi
İnsan çoğunlukla zamanı geri almak ister. Pişman olduğumuz yahut olmasa daha iyi olur dediğimiz durumları düzeltmek için zamanın efendisi olmak istiyoruz. İşte insanoğlu hep elinde olmayan durumlar için kıvranır. Zaman ve kader insanın elinde değil, asla da olmayacak. Olacak olan olacak, geçecek zaman geçecek... F. Scott Fitzgerald, genellikle Muhteşem Gatsby eseriyle ön plana çıkıyor ve genellikle okurlar o eseriyle yazarlar tanışıyorlar. Aslında Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi ile yazarla tanışmak daha uygun gibi geliyor. Çünkü konusu basit ve derin. Yazar zaman ve kader olgusuna ters bir açıyla bakmış. Benjamin Button, doğduğunda yaşlı bir adam gibi gözüküyor. Yani kaderi tersten başlıyor, zamanla gençleşiyor. İnsan sürekli zamanın hızlı akmasından yakınıyor, yazar bu duruma ters bir bakış açısıyla bakarak insanoğlunun aynı eğilimi ortaya koyup koymayacağını görmek istemiş. Acaba boşa mı şikayet ediyoruz hızlı giden zamandan ya da biz zamanı kullanmayı bilmiyor muyuz? Yaşlı olarak doğsak bu sefer git gitgide gençleşmekten şikayet ederiz diye düşünüyorum, bence o zaman da zaman hızlı geçit bebek halimize geldik, yapamadığımız bir sürü şey kaldı diye yakınırdık. Aslında dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz, en büyük sorun zamanı yönetememek. Hayat bir tren ve zamanla çalışıyor, treni ilerletmek istiyorsak eğer zamanı kullanmalıyız. Zamanı düzgün bir şekilde idare edemezsek, tren gitmez olduğumuz yerde kalırız. Aynı duraklar arasında gider geliriz ve bir gün zamanımız biter ve trenin ışıkları söner, o zaman çok geç olur...
Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi
Benjamin Button'ın Tuhaf HikayesiF. Scott Fitzgerald · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202021,5bin okunma
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.