“Şehri avucumun içine alsam, elimde bir bez, her yanını ovalayıp parlatsam. Şehir tehditten arınır mı? Binbir çeşit kadınlık hali yepyeni bir kadere kavuşur mu?”
19. yüzyılın sonunda cinsellik teorisinde yeni bir devrim yaşandı. Sigmund Frcud tüm erkek ve kız çocukların biseksüel olduğunu ileri sürerek, kadın ve çocukların aseksüel oldukları ve heteroseksüel iç güdülerin "doğal" olduğu görüşlerine karşı çıktı.: "Kadınlık ve erkeklik kavramlarını tamamen farklı bir tinsel ve fiziksel durum olarak tanımlamak yerine, Freud daha yalın bir cinsellik teorisi geliştirdi. İki cinsin çocuklarının cinsel davranışlarının arasında hiçbir fark bulunmadığı konusunda ısrar etli. Başlangıçta çocuklar biseksüeldir ve cinsel isteklerini yönelttikleri özel bir obje bulunmaz. Aslında çocuklar 'çok yönlü sapıklar'dır ve her türlü cinsel tatmin yolunu ararlar. (Coward, 1983, sf. 192). Böylece Freud kadın ve çocuklara cinselliklerini geri verdi.
Bu kitap Otto Weininger’in doktora tezi “Cinsiyet ile Karakter” hakkında genel bilgiler verirken yazarına ait çeşitli biyografik bilgiler de sunmaktadır. Bu tez ekseriyetle kadınlar ve Yahudilik üzerinedir. Ancak Otto W. kadınlar üzerine yazdıklarından dolayı hep eleştirilmiş, kendisi akademisyenlerce kadın düşmanı olarak görülmüştür. Yahudiler
Kendi çocuğu olsun olmasın başkalarına annelik yapmak kadın olmanın bir parçası sayılır. Patriarka, kadınlık kavramının erkeklerden asla beklenmeyen bir biçimde kendini başkalarına hizmet etmeye adamak idealiyle özdeşleştirmiştir. Babalık kavramı annelik kavramının tersine sadece meydana getirmek ya da en fazla biyolojik çocuklarına karşı -asla başkalarına değil- belirsiz bir sosyal ve ekonomik sorumluluk anlamını içerir. Ama kadınlardan medeni hali ve yaşı ne olursa olsun çocuk, teyze, abla yeğen ya da torun olarak akraba ve yakınlarına annelik etmeleri beklenir.
Cinsiyetimizi belirleyen elbette sosyal çevremiz değil ama bu aidiyetin yönünü belirleyen gene de o; Kabil'de kız doğmakla Oslo'da kız doğmak aynı anlamı taşımıyor, kadınlık aynı biçimde yaşanmıyor, ne de kimliğin başka hiçbir öğesi...