Babama Mektup kitabı içinde kendi düşüncelerime hatta ailemin sıklıkla kurduğu cümlelere kadar birçok benzerlik yakalamış olsam da kitabı okumadan önce Kafka'nın hüzünlü, düşünceli mizacından dolayı daha duygusal bir mektup okuyacağımı sanarken yanılmışım.
◇
Malesef karşımızda otoriter bir baba ve bu otoriter babanın dengesiz davranışları, duygularını yanlış ifade edişi, eski hatta zararlı yöntemleri iyi terbiye metodu sanarak üzerinde uyguladığı oğul Kafka var.
◇
Çocukluk anılarının ama bence en önemlisi babanın kötü tutumunda ısrar etmesi sonucunda araları soğuyan baba oğul ilişkisi, Kafka'nın sevdiğiyle evlenmeye karar vermesi ve babanın buna izin vermemesiyle kağıtlar üzerine dökülüyor.
◇
Kafka'nın sitemini karşısında taşradan çıkıp şehirde yer edinmeye çalışan ve aile saadetini otoritede gören ebeveynleri olanlar o kadar iyi anlayacaktır ki... Ama ne yazık ki bu mektubu babasına hiç verememiştir.
◇
Max Brod olmasaydı günümüze ulaşamayacak bu gibi yazınsalları Kafka'nın gözünü kırpmadan yok etmek istemesi karşında zamanında birçok yazısını, fikrini, şiirlerini hiçliğe atmış biri olarak derin bir empati duyuyorum.
◇
Kitapta özgüvensizlikle hayata tutunma çabası, evlilik gibi eylemlere atfedilen manalar, kardeşlerle ilişkilerde baba ve annenin tutumu vb. gibi birçok psikolojik durumlara değinilmiştir. Zira Kafka'nın Dönüşüm'ünde ve birçok kitabında bulunan hayal gücü ve psikolojik analizlerin hayatının bir gerçeği olmaması da düşünülemezdi.