“Para kazanın, kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman yaratın. Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın!” Virginia Woolf
SUS
OTUR
DİNLE
GEZME
GİYME
Öncelikle takipçi sayınızda “küçük” miktarda olumsuz dalgalanmalardan etkilenmek istemiyorsanız kitabı okumamanızı, paylaşmamanızı ve beğenmemenizi tavsiye ederim. Bu beni çokça kaygılandıran bir konu değil açıkçası, Sosyoloji okuduğum için yaptığım minik bir gözlem sadece.
Türkiye’de yerleşik bir motto olan, ”Herkes kendi işini yapmalı” cümlesini
Çeviri kitapların da en çok sıkıntı yaşadığım şeylerden birisi içinde fazlaca isim olması. Bu kitapta da o kadar çok isim vardı ki ara ara geri dönüp hangi isim kime ait diye bakmak zorunda kaldım. Bir ara karmaşa ile baş edemeyip isimlere Ayşe Fatma Ahmet Mehmet falan bile yazmayı düşünmedim değil. Çünkü Mr'ler Mrs'ler havada
Bir yazar 1861 yılında, sürgünde hapis olarak geçirdiği senelerin ardından bir kitap yazıyor; bense yazıldıktan 160 sene sonra bu eseri okuyup diyorum ki ''sen nasıl bir psikoloji içindesin, sen gerçek bir hastasın Dostoyevski''
Değerli arkadaşlar, kitabı gece 02.30'da bitirdim ve uyumak için yattığımda yarım saat kitabı düşündüğümü fark ettim ,
Kemal Gökmen Genç
.
Aşka, insanlığa, vefaya, fedakarlığa, emeğe, saygıya, sevgiye ve daha pek çok konuya değinen harika bir şiir kitabı okudum. Özenle seçilen kelimeler şiir kitaplarını demlene demlene okumayı seven beni, bir çırpıda bitirmeye zorladı. Şiir başka bir aşk ve şairimiz bu kitapla bunun hakkını vermiş bence. Güzel kitaplarla,