Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
152 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
VİCDAN BİR KARA KUTUDUR
Atom bombası ile ilgili pek çok şey okudum, izledim ama pek azı beni okuduğum bu minicik kitap kadar etkilemiştir. Kitap bittiğinde ne düşüneceğimi şaşırmış bir halde duygularımla boğuşurken buldum kendimi.Şüphesiz ki #atombombası insanlık tarihinde bir kara leke ve çok üzücü ancak ben bu kitabı okurken zeki,çalışkan, disiplinli,ahlaklı bir
Vicdan Bir Kara Kutudur - Robert Oppenheimer
Vicdan Bir Kara Kutudur - Robert OppenheimerMesud Topal · Kara Karga · 0214 okunma
Al yazmalım, selvi boylum
Benim için erişilmez bir uzaklığa gitmişti Asel, düşünceleri de uzaklaşmıştı benden... Son yıllarda öyle değişmişti ki, bakışları bile başkalaşmıştı. Artık o gözler insana inanıveren, saf, temiz bir kızın gözleri değildi. Karşısındakine sert sert bakıyordu. Her şeye karşın al yazmalı, selvi boylu sevgilimdi o benim. Yüzünün bütün çizgilerinde, bütün tavır ve davranışlarında o pek tanıdığım sevgiliyi bulmuştum! İşte asıl beni kahreden, yıkan da buydu ya! Büyük bir pişmanlık içinde dişlerimi yastığın ucuna geçirdim, sabaha dek gözümü kırpmadım.
Sayfa 80 - Cem Yayınevi, Ocak 2003, Rusça aslından çeviren: Mehmet ÖzgülKitabı okudu
Reklam
Fakat bizim argümanımıza göre yaşamda "değiştirilemez" hiçbir şey yoktur. Hatta sırf bu "manasız" çaba bile "değiştirilemeyeni" değiştirir ve pişman olunmuş eylem ya da davranışı bir yaşamın bütünlüğü içinde yeni bir yere oturtur, ona yeni bir yön verir. Çokları pişmanlığın absürt olduğunu söyler. Onlara göre pişmanken özgür olamayız zira her şey olması gerektiği gibi olmuştur. Ama bilmezler ki eğer pişman olamıyorsak özgür de olamayız. Eğer pişman olursak görürüz ki başlangıçta ahmakça eylemin koşulu sandığımız şeye, yani özgürlüğe, asıl şimdi gerçek anlamıyla kavuşuyoruz. Pişman olmadan önce bizi usanmadan kahreden o suç ve kötülük seli ve onun yarattığı karşı konulamayan, çığ gibi büyüyerek suçu hep artıran ve bizi sürekli baskılayan etkiler zincirinden işte asıl şimdi azade oluyoruz.
Sayfa 15 - Pinhan Yayıncılık, 1. Baskı: Eylül 2020
Belki o da benim gibi, bizi birbirimize bağlayan acı-tatlı olayları gözünün önünden geçiriyordu. Benim için erişilmez bir uzaklığa gitmişti Asel, düşünceleri de uzaklaşmıştı benden ... Son yıllarda öyle değişmişti ki, bakışları bile başkalaşmıştı. Artık o gözler insana inanıveren, saf, temiz bir kızın gözleri değildi. Karşısındakine sert sert bakıyordu. Her şeye karşın al yazmalı, selvi boylu sevgilimdi o benim. Yüzünün bütün çizgilerinde, bütün tavır ve davranışlarında o pek tanıdığım sevgiliyi bulmuştum. İşte asıl beni kahreden, yıkan da buy du ya! Büyük bir pişmanlık içinde dişlerimi yastığın ucuna geçirdim, sabaha dek gözümü kırpmadım.
48 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
35 saatte okudu
Pişmanlık ve Yeniden Doğuş
Yeniden doğuş sürecinin başı olan pişmanlığı Max Scheler'in kaleminden inceleyelim. Scheler’e göre modern felsefe, pişmanlığı; Olumsuz, faydasız ve fuzûlî bir edim, düşüncesizlik, sağlıksız ya da türlü yanılsamalardan kaynaklanan zihinsel bir bunalım olarak görür. Lakin Scheler'e göre pişmanlık kötü olmayan ruhsal bir yargılanmadır. Kişinin vicdan denilen yargıcı ile yüzleşmesidir ve bu Tanrının insana armağanıdır. Pişmanlık birçok insan tarafından yanlış anlaşılmış ve gerekilen değere ulaşamamıştır. Basit bir titreme bile yalnızca üşümenin bir semptomu değil, aynı zamanda ısınmanın bir aracıysa; pişmanlık doğru eylemlerden önce insanın ders alma sürecidir. Nasıl ki kusursuz bir insan yok, aynı şekilde pişmanlık doğruyu yapma sürecinde insanlığa Tanrı tarafından verilmiş manevi bir yargıçtır ve temizlenme şansıdır. Pişmanlık bir bakıma özgür olmaktır. Pişman olmadan önce bizi kahreden suç, kötülük ve onun devamı olan ve bizi baskılayan etkiler zincirinden pişman olduktan sonra azad oluyoruz. Pişmanlık geçmiş yaşamımızın yeniden ele alınması ve yepyeni bir anlam katılarak tekrar yaşanma sürecidir. Pişmanlık doğru bakış açısına sahip herkes için yeniden doğuş şansıdır, ruhen yargılanmak ve temizlenmektir. 9/10
Pişmanlık ve Yeniden Doğuş
Pişmanlık ve Yeniden DoğuşMax Scheler · Pinhan Yayıncılık · 2020177 okunma
282 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 saatte okudu
Sahip olduğumuz bir hayat var. Vermiş olduğunuz kararlar doğrultusunda evrilen bir hayat. Şunu yapsaydım şöyle olurdu, keşke bu şekilde söyleseydim,ah onu dinlemeseydim,neden güvendim ki... Keşkeler ve pişmanlıklar... Aslında bizleri hem var eden hem kahreden bu pişmanlık duyduğumuz zamanlar değil mi? Geçmişte verdiğimiz kararlar geleceğimizi inşa ediyor. Ne kadar keşke desek de pişmanlık duysak da var olduğumuz yaşam içinde olduğumuzdur. Onu kıymetlendirip,değerlendirmek gerekmez mi? Ona dört elle sarılıp en iyi şekline büründürmek? Kitap pişmanlıklar üzerine yazılmış kolay okunabilen ,belki de hepimizin şunu yapsaydım nasıl olurdu,bunu seçseydim daha mı güzel olurdu diye ara ara içimizden geçirdiğimiz anılara gidip, yaşayan bir kadının hikayesini anlatıyor. İyi okumalar dilerim...
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202156bin okunma
Reklam
Hergün tekra'r eden döngü Göğsü delip geçen süngü Sessiz ağlatan bir şarkı Pişmanlık kahreden duygu
İsyan ateşi, Şerif Hüseyin'in sonu...
Binlerce Osmanlı askerinin canına ve Osmanlı hakimiyetindeki kadim Arap yurtlarının elden çıkmasına neden olan Şerif Hüseyin'in üstüne çöken lanet ise ömrü boyunca ailesinin ve onun peşini bırakmayacaktı. İngilizler tarafından Irak Kralı yapılan oğullarından Faysal devasız bir hastalığa tutulacak ve bir mum gibi eriyerek ölecekti. Yerine geçen oğlu Gazi ise Bağdat'ta bomboş bir yolda giderken otomobilini bir ağaca vurarak hayatını kaybedecekti. Onun yerine II. Faysal adıyla tahta geçen oğlu 1958'deki halk ayaklanmasında parçalanarak öldürülecekti. İngilizler tarafından Ürdün Kralı yapılan Şerif Hüseyin'in öbür oğlu Abdullah ise İsrail'in kurulmasından 3 yıl sonra kendisine yaklaşarak "Osmanlı'ya ihanet ettiniz." diye haykıran bir Filistinli tarafından öldürülecekti. Ya Şerif Hüseyin? Onun hissesine ise İngilizlerin geri kalan planları için İbn Suud'u tercih etmesinden sonra Kıbrıs sürgünü ve kahreden pişmanlık düşmüştü. Sık sık ziyaretine gelen Kıbrıslı Raif Bey'e sürekli dert yanıyordu. "Türklere ihanet ettim, yaptığımın cezasını çekiyorum." diyordu. Muhatabı ise ayıp olmasın diye onu teselli etmeye çalışırdı. Babası Raif Bey'in koltuğunun altında bu ibretli manzarayı seyreden küçük oğlunun adı ise Rauf'tu. İngiliz'in büyük oyununu küçük yaşlarda öğrenmeye başlamıştı ki Kıbrıs'ın "Toros" kod adlı büyük direnişçisi olacaktı. Kim mi? Rauf Denktaş!
İyi İnsan Olmak Üzerine
İyi akşamlar, #146342180 öykü etkinliği kapsamında ismini vermek istemeyen bir arkadaşın öyküsünü paylaşıyorum. Herkese iyi okumalar. ------ Ne güzel bir sabah, hava mis gibi, güneş tüm parlaklığıyla selamlıyor dünyayı. Her şey çok güzel bir ahenk içinde. Renkler, sesler ağaçlar, çiçekler, kuşlar… Cennete uyanmış gibi
24 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.