İnsan hakkında konuşmak, yazmak kimi zaman çok kolay kimi zaman ise zordur.
Çünkü insan, insana veya kendisine kimi zaman çok yakın iken, kimi zaman ise hayret edilecek derecede varlığından uzak ve yabancı bir varlıktır.
İnsan hakkındaki bu çalışma İslami düşüncenin genel bir yansımasıdır.
Yazarımız; İnsanı evrende ve kendi özelinde nasıl
"Cenâb-ı Hakk'ın bize olan en büyük lûtufları, bunca mahlûkât içinde "insan" olarak yaratılıp, müslüman bir çevrede dünyaya gelmemizdir. Bundan daha büyüğü ise Kur'ân-ı Kerîm'e muhatap ve Peygamber Efendimiz'e ümmet olmamızdır."
Değerli 1K Okurları!
Yaklaşık 1 ay önce bir etkinlik düzenlemiştik;
İslam Düşüncesi Üzerine Kitap İncelemelerİ.
Bu bağlamda İnceleme yapan arkadaşların iletilerini ayrı zaman dilimlerinde paylaştım.
Şu an hepsini bir araya getirdim ve sizlerle paylaşmak istiyorum tekrardan:)))
Öncelikle;
İnceleme zahmetinde bulunup da değerli vakitlerini
"Nitekim hakikate ulaşma hususunda aklı hudutsuz bir kudrete sahip telâkkî eden rasyonalist filozoflar, tesir edebildikleri insanları saâdet yerine ancak sefâlete sürüklemişlerdir."
°
İslam nazarında îman; kalp ile tasdik, dil ile ikrar suretinde gerçekleşir. Yani îmânın asıl tecelli mekânı akıl değil, hissiyat merkezi olan kalptir.
°
"Allah Teâlâ yağmuru damlalar halinde gönderir ki hiçbiri diğerine yetişmez ve onunla birleşmez. Her damla, kendisi için çizilmiş yoldan gelir ve o yoldan ayrılmaz. Ne gecikir, ne de arkadan gelen acele eder..."
Meşhur Osmanlı âlimlerinden Muhammed Hâdimî şöyle der:
" Her türlü sıkıntı, belâ ve musîbetten kurtulmanın yegâne yolu, Kur'ân'a sarılmak ve onu hayâta tatbik etmektir..."
"...aklın çıkmazlardan selâmeti; onun vahiyle terbiye edilmesine ve hududunu aşan hakikatlere karşı kalben teslim olmak gerektiğini kavramasına bağlıdır."
•••
Atmosferin daha hiçbir hususiyeti keşfedilmeden evvel, göklerin ve yerin sahibi olan Cenâb-ı Hak şöyle buyurmuştur:
"Biz, semâyı korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise, gökyüzünün âyetlerinden (delillerinden) yüz çevirirler."
(el-Enbiya, 32)