Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Boşa emek harcamak,aylarca sahte çiçeği sulamak gibi.Solmaz belki ama büyümez de..."
Sayfa 135 - Olimpos Yayınları - 2019
Bir kaktüsün bile çiçeği var da senin bir kalbin yokmuş.
Reklam
"Boşa emek harcamak,aylarca sahte çiçeği sulamak gibi.Solmaz belki ama büyümez de..."
Sayfa 135 - Olipos yayınlari
Kapının kolunu indir, kapının arkasındakileri gör; kaktüse dokun , dikeni batsın ; çiçeği kokla ve yumuşacık yaprağı burnunla hisset. Olanla olanı yaşayarak gör, dokunarak hisset...
Kaktüs Çiçekleri Gibi...
Açlık grevinin sanırım 23-24. günleriydi, dışarıda bizlerden haber almak için bekleşen yakınlarımıza ‘mektup yazın, içeri vereceğiz’ demişler. Annecim kısacık bir mektup yazmıştı, kenarına da dikenli bir kaktüs çiçeği iliştirerek… Keşke o aramaların birisinde paramparça edilip yok edilmeseydi, buraya bir fotoğrafını koyabilseydim o mektubun… Annecim mektubunda kaktüs çiçeklerinden bahsediyor ve onların susuz çöllerde bile açtıklarını, dayanıklılıklarının ne kadar hayranlık verici olduğunu anlatıyordu, bize de ‘kaktüs çiçekleri gibi dayanıklı olmamız’ı, o koşullarda bile yaşama sımsıkı tutunmamızı dilediğini iletiyordu o kısacık mektubunda…
Sayfa 42 - Dipnot Yayınları
anlar mı hiç dikeni kaktüste bulan narin çiçeği?
Reklam
Kitap okuyun, Âşık olun, Sevin, Doğayı, bazen bir çocuğu, bazen bir çiçeği ama mutlaka sevin.
Sayfa 43 - OlimposKitabı okudu
Kaçmak lazımdı. Kaçmak lazım aşka, koşar adamlarla. Yoksa bu şehrin kalabalığı, gürültüsü, başka türlü çekilmezdi. Herkesten, her şeyden kaçmak lazımdı aşka; dakikada bilmem kaç kilometre hızla. Sonbahara da aşk yakışırdı zaten. Gökyüzünde çalan tüm melodileri cebimize dolduralım. Bir de Sezen lazım bize, Neticede aşkı en güzel Sezen anlattı. Kitap okuyun, Aşık olun, Sevin, Doğayı, bazen bir çocuğu, bazen bir çiçeği ama mutlaka sevin. Yoksa şehrin karanlık yüzünün renklerini hiç göremezsiniz.
Çok iyi hatırlarım, çocukluğumda kurumuş bir kaktüs vardı, sulardım onu her gün. İyi bakardım yeşermesi için, ama her sabah buğday sarısı gördüğümde içim acırdı. Tek umut ettiğim şey onun yeşermesiydi. Birgün onun yavaş yavaş yeşerdiğini gördüm, yemyeşildi. Kırmızı bir çiçeği vardı. Çiçeğini elime aldığımda dikeni battı. Elimi kanatmıştı, çok ağlamıştım; çünkü o çiçek her uyandığımda çocukluk duygularımın arkadaşıydı. O günden sonra kaktüse bir daha bakmadım, korkmuştum. Yıllar sonra biraz da olsa anlamıştım, umut bir düşün başlangıcı bir düşün bitişiydi. Hayatın kuralıydı bu, sevmek bazen insanın canını yakıyordu.
Sayfa 15
Boş emek harcamak, aylarca sahte çiçeği sulamak gibi. Solmaz belki ama büyümez de.
104 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.