Çok iyi hatırlarım, çocukluğumda kurumuş bir kaktüs vardı, sulardım onu her gün. İyi bakardım yeşermesi için, ama her sabah buğday sarısı gördüğümde içim acırdı. Tek umut ettiğim şey onun yeşermesiydi. Birgün onun yavaş yavaş yeşerdiğini gördüm, yemyeşildi. Kırmızı bir çiçeği vardı. Çiçeğini elime aldığımda dikeni battı. Elimi kanatmıştı, çok ağlamıştım; çünkü o çiçek her uyandığımda çocukluk duygularımın arkadaşıydı. O günden sonra kaktüse bir daha bakmadım, korkmuştum. Yıllar sonra biraz da olsa anlamıştım, umut bir düşün başlangıcı bir düşün bitişiydi. Hayatın kuralıydı bu, sevmek bazen insanın canını yakıyordu.
Çok iyi hatırlarım, çocukluğumda kurumuş bir kaktüs vardı, sulardım onu her gün. İyi bakardım yeşermesi için, ama her sabah buğday sarısı gördüğümde içim acırdı. Tek umut ettiğim şey onun yeşermesiydi. Birgün onun yavaş yavaş yeşerdiğini gördüm, yemyeşildi. Kırmızı bir çiçeği vardı. Çiçeğini elime aldığımda dikeni battı. Elimi kanatmıştı, çok ağlamıştım; çünkü o çiçek her uyandığımda çocukluk duygularımın arkadaşıydı. O günden sonra kaktüse bir daha bakmadım, korkmuştum. Yıllar sonra biraz da olsa anlamıştım, umut bir düşün başlangıcı bir düşün bitişiydi. Hayatın kuralıydı bu, sevmek bazen insanın canını yakıyordu
Kitap okuyun,
Aşîk olun,
Sevin,
Doğayı, bazen bir çocuğu, bazen bir çiçeği ama mutlaka sevin.
Yoksa şehrin karanlık yüzünün renklerini hiç göremezsiniz.
Kitap okuyun,
Aşık olun,
Sevin,
Doğayı, bazen bir çocuğu, bazen bir çiçeği ama mutlaka sevin.
Yoksa şehrin karanlık yüzünün renklerini hiç göremezsiniz.
Kitap okuyun,
Âşık olun,
Sevin,
Doğayı, bazen bir çocuğu, bazen bir çiçeği ama mutlaka sevin. Yoksa şehrin karanlık yüzünün renklerini hiç göremezsiniz.
Kitap okuyun,
Aşık olun,
Sevin,
Doğayı, bazen bir çocuğu, bazen bir çiçeği ama mutlaka sevin.
Yoksa şehrin karanlık yüzünün renklerini hiç göremezsiniz.
Kitap okuyun,
Aşık olun,
Sevin,
Doğayı, bazen bir çocuğu, bazen bir çiçeği ama mutlaka sevin.
Yoksa şehrin karanlık yüzünün renklerini hiç göremezsiniz!..