İstanbul, gerçeği doğadan öğren­di, ama yalanı kendisi yarattı. Göz boyamayı, yüz değiştir­meyi ve hafızayla oynamayı yarattı. Herkesi kendisine bağla­dı ve sabah uyandığında eski sevgilisini koynunda bulacağı­na inanan sarhoşlar yarattı. Zenginlerin hak ederek para ka­zandığına inanan yoksullar yarattı. Bol bol umut saçtı. Kal­bi kırıklar elbet gün yüzü görecekti. İşsizler de bir gün eve ekmek ve etle dönecekti. Yalnızlığı gizlemek için ışıklı vitrinler yarattı. Tanrı’nın yokluğuyla yetinmek yerine kendisi Tanrı olmak isteyen akıl yarattı. Ten kokusunu çoğaltan İs­tanbul, sürekli vaatte bulunan ama uzakta duran sevgili gi­biydi. En iyi yalanlar ondaydı. Ona inanmaya can atan kadın ve erkekler yarattı.
Sayfa 163Kitabı okudu
Reklam
Kalbi kırıklar birbirini bu seslerden tanır. Sahi ruhun izlerini kim silebilir ?
“Kalbi kırıklar birbirini bulur.Belki hayatın belaları yağarken aynı saçak altlarına sığındıklarından,belki yüzlerindeki bir işaretten.”
Sayfa 151Kitabı okudu
Ben bu yaşadıklarımı yaşayacak adam değildim lakin çekildi artık su tuz koktu ama buna rağmen gövdem ortalarda bir vicdan azabı gibi sürtünecek bir duvar kenarı arayacak diye bekleyenler çok bekleyecek rezil olanlar konvoyunun başı olacağım daha beceremeyenler mahallesinde muhtar kalbi kırıklar ordusunda general Velhasıl bir şişe daha şarap açsınlar bana çok işim var!
Kalbi kırıklar birbirini bulur. Belki hayatın belaları yağarken aynı saçak altlarına sığındıklarından, belki yüzlerindeki bir işaretten. “Başka bir kalp gidemez Kırık bir kalbe Aynı yüksek imtiyazdan Mustarip olmadıkça kendi de,” diye yazar Emily Dickinson.
Reklam
263 öğeden 231 ile 240 arasındakiler gösteriliyor.