Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Gelecek karanlıktır. Kötü anlamda değil, sadece karanlık... Onu göremezsin. Belki yaşamak da sadece ihtiyaç duyduğun şeylerin aydınlatılması. Sadece günü görmek." OA - 1×7
Hayatın karanlık olduğu da söylendi size ve bıkkınlık içinde usancın söylediklerini tekrarliyorsunuz Şunu söyleyebilirim ki arzu olmadığında hayat şüphesiz karanlıktır
Reklam
Büyük veli Ebü’l-Haseni Şâzelî, mü’minlerde bulunan hidâyet nurunun ne kadar şerefli ve büyük olduğunu şöyle dile getirmiştir: “Eğer isyana dalan bir mü’minin nuru açılsaydı, gök ile yer arasını doldururdu; Allah’a itaat içinde olan mü’minin nurunun nasıl olacağını düşünün!”33 Kendisinde hidâyet nuru bulunmayan kimse, henüz insanlık makamına çıkmamıştır. “Şüphesiz Allah katında, yeryüzünde yürüyen canlıların en şerlisı' (zararlısı), inkâr edenlerdir; onlar artık iman etmez.” (Enfal 8/55) âyeti, inkâr karanlığında kalıp hidâyet nurundan mahrum olan kimsenin, varlıklar içinde en düşük seviyede kaldığını belirtiyor. Hidâyet nurundan mahrum kalan insanın iç âlemi karanlık; ruhu, zulmet içinde; kalbi ölü, gönül gözü kör;kulakları sağır, dili lâldır. Bu haliyle o, şekil olarak insandır; fakat hakikat olarak hayvanlardan daha aşağı bir derecededir. Çünkü imansız ve irfansız kimsenin yaptığı tek şey, hayvanlar gibi yiyip içmek, uyuyup dinlenmek ve şehvetini tatmin etmektir. Bunlar, insanlık alâmeti değildir. İnsanı insan yapan değerler, ilahî aşk, iman, irfan, tefekkür, edep ve yüce Yaratacı’nın razı olduğu sâlih amellerdir. İnkâr, karanlıktır; kâfir, nursuzdur. Edep ve sâlih amel sahibi olmayan kimse de gerçek insanlığın hakikatinden mahrumdur. İman ve sâlih amelin meyvesi mârifet ve muhabbettir. Muhabbetin meyvesi edeptir. Edep, insanı hayvandan ayıran manevi güzelliktir.
Büyük ârif Ahmed İbn Acibe el-Hasenî der ki: “Varlıkların zâhiri, karanlıktır, içi (hakikati ve manası ise) ise nurdur. Eşyanın dışına bakan ve sadece maddî kısmında kalan kimse, onu karanlık görür; içine nüfüz eden ise, hepsini meleküt âlemine ait birer nur olarak görür. “Allah göklerin ve yerin nurudur.”(Nur 24/35) âyeti, buna işaret etmektedir.”21
Size hayatın karanlık olduğu da söylendi ve siz de bezginlik içinde bezginler tarafından söylenenleri tekrarlıyorsunuz. Ben de diyorum ki bir dürtü olmadıkça hayat karanlıktır gerçekten ve bilgi olmadıkça tüm dürtüler kördür. İş olmadıkça tüm bilgiler boşunadır ve aşk olmadıkça tüm işler boştur...
Size hayatın karanlık olduğu da söylenmiştir. Sizde bir takım bezginlikler içinde, bezgin kimselerin söylediklerini tekrarlıyorsunuz. Ben size diyorum ki: Hayat hakikaten karanlıktır; hızdan mahrum olursa! Ve her hız kördür, bilgi ile aydınlanmazsa! Ve her bilgi boştur, çalışma ile verimlileşmezse! Ve her çalışma kısırdır, sevgi ile bereketlenmezse! Seve seve çalıştığınız zaman kendinizi kendinize, birbirinize ve Tanrınıza bağlamış olursunuz.
Reklam
Bu dünyada sana kötülük yapmak isteyen insanlar çıkacak karşına, ama unutma ki iyilik yapmak isteyenler de çıkacak. Kimi insanım yüreği karanlık, kimininki karanlıktır. Geceyle gündüz gibi! Dünyanın kötülerle dolu olduğunu düşünüp küsme, herkesin iyi olduğunu düşünüp hayal kırıklığına uğrama!
- Ona göre felsefe, bir sezgi işidir, (ilham, vahiy, hadis) felsefe yapmak, peygamberlik yapmak demektir. İnsan özvarlığını (nefsini) eğiterek, yavaş yavaş ve basamak basamak ışığa doğru yükselir. (...) Sühreverdi’ye göre ruh ve beden diye bir ayrılık yoktur. Bunlar aynı şeydir. Bütün cisimler gibi beden de yoğun bir karanlıktır. Bu karanlık, ışığa doğru yükseldikçe yoğunluğu erimeye başlar. Sonunda büsbütün aydınlanır, ışık alemine girer. Bedenle ruh ayrılığı sanıldığı gibi bir öz ayrılığı değil, bir derece ayrılığıdır. Işıkçılığın kökleri eski Mısır’ın Hermesçiliğinde, İran’ın Zerdüştçülüğünde, eski Yunan’ın Platonculuğundadır.
Size hayatın karanlık olduğu da söylendi ve siz de bezginlik içinde bezginler tarafından söylenenleri tekrarliyorsunuz. Ben de diyorum ki bi dürtü olmadıkça hayat karanlıktır gerçekten ve bilgi olmadıkça tüm dürtüler kördür. İs olmadıkça tüm bilgiler boşunadır ve aşk olmadıkça tüm işler boştur.
Yegâne toplumsal tehlike karanlıktır. İnsanlık bir kimliktir. Tüm insanlar aynı hamurdan yapılmıştır. En azından bu dünyada, yazgı bağlamında aralarında hiçbir fark yoktur. Öncesinde aynı karanlık, yaşam süresince aynı beden, sonrasında aynı kül. Ama insan mayasına karışan cehalet onu karartır. Tedavi edilemeyen bu karanlık insanın içini kaplayınca Kötülük'e dönüşür.
Sayfa 851 - 1. Cilt
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.