Dördüncü sınıf öğretmenimiz Bayan Rosen harika biriydi. Sınav notlarının anlamı olmadığını belirtti. Onlara, kendimizi hangi konularda geliştirmemiz gerektiğini görme fırsatı veren anlık birer saptama diyordu. Düşük notlara takılmamamızı, onları iyileştirmek için bol bol zamanımız olacağını söylüyordu. Ne demek istediğini anlıyordum.
Hepsi doğruydu. Ama Stephen’m Bayan Rosen’a inanmadığı belliydi. Artık okulda başarısız olduğunu sanıyordu. Okul ona bir mücadele alanı gibi görünüyordu.
Ana-Baba el kitabı yetişkinlerin çocukları anlama kitabı da diyebiliriz
Çocuğunuz bağımsız bir birey olacaktır. Onu, sizin kişiliğinizin değerlendirileceği bir karne gibi görmekten vazgeçin.
Çocuğa saygı göstermek demek, onun bağımsız bir varlık olduğunu kabullenmek demektir.
Çocuğunuzun varlığını kabul edin
Sayfa 55Kitabı okudu
Kendi karneni kendin yazacaksın önce. Etraf zaten karne yazma hususunda çok çalışkan. Sana iyi ya da kötü not vermek konusunda herkes telaşlı. Ama önce sen yaparsan, sınıdı geçtiğinde de kaldığında da, çok büyük şaşkınlıklar yaşayamazsın. Hazırlıklı olacaksın. Sen yap işini. Kendi işini kendin yap.
Sayfa 22 - KronikKitabı yarım bıraktı
Ekmek karnesi
Karnelerde her aile ferdi için günlük ekmek istihkakı belirtilmiştir. Karneyle ekmek dağıtımı 1942 yılında; İstanbul'da 14, İzmir'de 17 ve Ankara'da da 22 Ocak'ta başlamıştır. Bunları diğer büyük şehirlerdeki karne uygulamaları izlemiştir.
Karneler büyükler, küçükler ve işçiler olmak üzere üç farklı gruba ayrılmıştır. Kişi başına günlük ekmek istihkakı 7 yaşına kadar olan çocuklar için 187,5 gram, 7 yaşından büyükler için 375 gram, ağır işçiler için 750 gram olarak belirlenmiştir. Aile reislerinden alınan beyannamelere göre herkese, adına düzenlenmiş bir ekmek karnesi tahsis edilmiştir. Hükümet, haksız karne dağıtımına engel olmak, her mahalin ayrı ayrı ihtiyaçlarını belirlemek ve yasaklanmış ürünlerin gizliden satışını engellemek üzere 1942 yılının
Mayıs ayında "Halk Dağıtım Birlikleri" kurmuştur. Kentlerde daha fazla ekmek almak isteyenlerin karneler üzerinde tahrifat yaptıkları ya da başkalarına ait karneleri kullanmak istedikleri
gözlenmiştir. Bunun önüne geçebilmek
için bu suçları isleyenlere üç yıla kadar hapis cezası verileceği açıklanmıştır.
DNA=PARŞöMEN SARMALI
Heceleme beni artık Allah’ım
Bırak okunaksız kalayım
Kaderimin hepsi pek iyi olmasın varsın
Bak, ömrüm eriyor işte
Çocukluk fotoğrafımdaki kardan adam gibi yanı başımda
Bak, ilkokul talebesi kalbimden
Yine karne parası istiyorlar
Bir gecekonduda oturuyor kalbim oysa
Yağmur yağdıkça
Bir gecekondunun damı gibi içine doğru ağlıyor
Sayfa 43Kitabı okudu
Öğrenci Sözlüğü
~Öğrenci Sözlüğü~
Okul : Cehennem
Ders : 40 dk. İşkence
Sıra : Yatak
Ders : Ninni
Öğretmen : Öcü
Ödev : Tehlikeli madde
Defter : Boyama defteri
Tahta : Tuval
Teneffüs : Cennette gezinti
Zil : Cankurtaran sesi
Bahçe : Kardelen yolu
Labaratuvar : Kimyasal patlama merkezi
Öğretmenler odası : Mayınlı bölge
Kopya : İlk yardım merkezi
Sözlü : Korku dolu dakikalar
Karne : Sayısal loto
"Son karneleriniz. Haydi, alın bakalım. İbrahim, Yalçın, Nimet, Recep, Yaşar..."
Yalçın üzgün görünüyor. "Hocam, beni
seviyorsanız bu belgeyi geri alın!"
"Neden Yalçın? "
"Aile saadetimiz bu kadar mutluluğu kaldıramaz, hocam. Her karne gecesinde aynı sahnelere alışkın babam, şimdi eli havada bir heykele dönüşecek. Annem bize bu günleri de mi gösterecektin diye kalp krizi geçirir, herhalde. Ağabeyim, teşekkür alabiliyordun da bunca yıldır niye almadın, diye beni döver. Ablam, Yalçın'ın bile teşekkür aldığı bir dünyada yaşamak istemiyorum diye intihar eder. En iyisi, yol yakınken siz bu teşekkürü benden alın, hocam. "
Sayfa 22 - Eğitim-Bir-Sen
"Kötü karne"düzeltilebilir; fakat, bundan dolayı çocuğun kişiliğine verilen zarar giderilemez."
Sayfa 105Kitabı okudu
..Düşündüm ki hakikat evde, gerçek notları bilen bir anne gibi karne sallıyor. Hakikat yattığım yeri biliyor, o zaman kaçmam lazım. Ah ne acı, peki anne, anne sen benim başka neyimi biliyorsun?,notlarımdan başka, ben o muyum anne, ben üç müyüm anne, anne yoksa raporlu muyum, neyim, biliyorum senin de kanaatin düşük bana, başkası iyi dese dudak bükersin ha, anne .
Sayfa 189Kitabı okudu
Babam patladı. "Söylenecek başka bir şey yok ha?! Eh, o zaman cezalısınız, küçük hanım! Söylenecek başka bir şey de yok! Ağzındaki baklayı çıkarıp, sana yardım etmemize izin vermezsen, olacağı budur. İşbirliği yapmaya karar verene değin odanda oturursun."
Sayfa 48Kitabı okudu