“Benim için yaptığın bu evi bu kadar çok sevmeme sebep olan şey ne, Howard?” Roark da ona, “Bir evin de bir insan gibi bütünlüğü, dürüstlüğü olabiliyor,” diyordu. “Tıpkı insanlardaki kadar da seyrek.” “Ne bakımdan?” “Eh, bir bak şuna. Her parçasının orada varoluş nedeni, ev ona ihtiyaç duyuyor diye. Başka hiçbir nedeni yok. Bunu buradan bakarken de görebiliyorsun, içine girdiğin zaman da. Biçimi veren, içinde senin yaşayacağın odalar. Kitlelerin ilişkileri, içeride kalan mekânın dağılımı tarafından saptanmış. Her türlü süsü, inşaat metodunun saptanmasıyla ortaya çıkıyor. Bu binayı ayakta tutan ilkenin bir uzantısı hepsi. Her basıncın, her desteğin ona uyduğunu görebiliyorsun. Eve baktığında, gözlerin yapısal bir süreçten geçiyor. Her adımı izleyebiliyorsun, onun yükselişini görebiliyorsun, onu neyin oluşturduğunu, neden ayakta durabildiğini anlıyorsun. Oysa nice kere, hiçbir şeyi taşımayan sütunlarla dolu evler görmüşsündür. Amaçsız kornişler, alçı bezemeler, sahte arklar, sahte pencereler görmüşsündür. İçinde sanki kocaman bir tek hol varmış gibi gözüken binalar görmüşsündür. Ancak içine girdiğinde altı ayrı kat bulursun. Kimisi de gerçekten bir tek hol içerir ama dış cephesi kat kat çizgilerle, şeritlerle, dizi dizi pencerelerle doludur. Aradaki farkı anlıyor musun? Senin evin, kendi ihtiyaçlarının bir kurgusu. Ötekiler ise etkileyebilme ihtiyacıyla yapılmış. Senin evinin belirleyici amacı, evin kendisi. Ötekilerinki ise seyirciler.”
Sayfa 191Kitabı okudu
Anlatılamayan mükemmelliğe dikkat et. İçinde tehlike saklıdır.
Sayfa 74 - misis kitapKitabı okudu
Reklam
Dünyanın daha küçük olduğunu zanneden Kolomb hesapladığından binlerce mil daha uzakta olan Asya 'ya hiçbir zaman ulaşamayacaktı. Engin okyanus kaderini de belirliyordu. Ama şanslıydı. Yolunun dörtte birini kat etmişti ki, Avrupa ile Asya arasında bilinmeyen, haritalarda yer almayan bir kara parçasına, yani Amerika'ya rastladı.
patron oldu
"Benimle kalıp çeteye katılmaya ne dersin? Her yıl üç kat yeşil elbise almaya hakkın olacak, ayrıca 660 şilinlik ücretin eksiksiz verilecek."
"Benim için yaptığın bu evi bu kadar çok sevmeme sebep olan şey ne, Howard?" Roark da ona, "Bir evin de bir insan gibi bütünlüğü, dürüstlüğü olabiliyor," diyordu. "Ama o da insandaki kadar seyrek oluyor." "Ne bakıma?" "Eh, bir bak şuna. Her parçasının orada varoluş nedeni, ev ona ihtiyaç duyuyor diye.
Eğer sözcüklerinizi yutmaya zorlanmasaydınız, belki de konuşmanın gücünü hiçbir zaman bu kadar güzel öğrenemezdiniz.
Sayfa 34 - misis kitapKitabı okudu
Reklam
37 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.