Düştüm,ama göğe...
Bilirsiniz
İnsan; Dünya gibi bir yerde fazlaca meşakkatle yoğrulmuş,
İçinde rahatın çok az olduğu, Nefes almak için bazen oksijenin de kâfi gelmediği, Bir imtihan alanından başkaca bir yer de değil...İnsan fıtraten düşüp kalkmalarla..kırıp dökmelerle dolu..
Sadî Şirazî'nin "İnsan nedir?" sorusuna "Yek katre-i hûnest, sâd hezârân endîşe" diye verdiği cevabı gibi, yani "İnsan bir damla kan ve yüzbinlerce endişedir"
Evet endişelerimiz var..endişelerimizin önüne geçen sevdiklerimiz..sevdiklerimizin önüne geçen sevmelerimiz..
Dedim ya insan..aynı göğe bakıp bakıp hayaller kurar..aynı havayı soluyup özlem giderir..aynı şeyleri düşünüp mutlu olur..aynı şeyleri dinler hüzünlenir..aynı şeyleri izler ağlar..aynı aynı aynı.. Aynıyız..
Size son bir söz
Korkmak yerine, sevin, Kaçmak yerine, sevin Öfke anında yine, sevin
Çünkü sevgi her hâlin yerine girer ama hiçbir hâl, sevginin yerine oturamaz. Zira insan denilen şu gayri meçhul varlığın tabiati, sadece ama sadece sevgiye yenik düşer. Fitratta her ne olursa olsun sevgiyle bunu değiştirmek mümkündür.
_Alıntıdır_