Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Elbette gönül, akıldan ziyade önemlidir. İnsan aklının varabileceği en son nokta onun gönlünün içindedir zaten. Dünya, 'gönlünce bir hayat' sürmek isteyen insanlarla dolu. Çünkü gönül Rahmani'dir nefis gibi insanı yanlış yola götürme.Bu yüzden dizginlerini gönlüne verip de mendiz almaya çalışanlar hep doludizgin giderler ve nihayetinde aklın sınırlarından kurtulurlar.
Dünya gönlünce bir hayat sürmek isteyen insanlarla dolu.
Reklam
Allah'a dayan, sâ'ye sarıl!..
~•~ Ne bir katre hayır karşılıksız kalır, ne de bir katre şer. O’nun bilgisi dışında yaprak bile kıpırdamaz. Sen sâdece buna inan! ~•~
Dünya, ‘gönlünce bir hayat’ sürmek isteyen insanlarla dolu.
Dünya 'gönlünce bir hayat' sürmek isteyen insanlarla dolu.
""Şirazlı Sadi'nin insanı nasıl tarif ettiğini not ettim defterime:"Yek katre-i hunest ve hezar endişe",yani " Bir damla kan ve bin endişe."İşte unutmayı başaramayan insanın trajedisi bu sözlerde gizliydi.Ömrünü endişeyle tamalamaya ve sürekli acı çekmeye mahkûm olan bir zavallı ruh.""
Sayfa 186Kitabı okudu
Reklam
Dikkat et, fakirliğin en büyüğü ahmaklık; zenginliğin en üstünü akıldır. Aklını iyi kullan! Ortaya düşme, sebepler olgunlaşmadan sonuca yürüme. Arada sırada bir müddet geriye çekil, kalbini dinle, kendi yaptıklarını aklın ile değerlendir. Pişman olacağın şeyi yapma."
Çerçeveletip asmalık
Bil ki: Allah sana, bir sermâye-i ömür verdiği hâlde; sen o sermâyenin kısm-ı azamını (büyük bir kısmını) -hayât-ı bâkiyeye (ebedî hayâta) nisbeti , bir bahrin (denizin) bir katre (damla) serâba nisbeti gibi olan şu hayât-ı fâniyede (geçici hayatta) zâyi ettin. Eğer aklın varsa, elde kalan kısmının yarısını veya üçte birini veya lâekall (en azından) onda birisini, hayât-ı bâkiyeye sarf et! Yoksa, eyvahlar olsun diyeceğin bir zaman gelecek!
Türkiye'ye her geldiğimde de görüştüğümüz Nureddin Topçu Bey, birgün müslüman dünyasından şu şekilde dertlenmiş ve yakınmıştı: Sevgili Ali Ulvi Bey, benim söylemek istediklerimin hülâsası şudur. Yazdıklarım, yazacaklarım, söylediklerim ve söyleyeceklerimin hepsini sıkın, damlayan katre şu olur: Maalesef müslümanlar bugün, çalışmayı angarya biliyor. Her müslümanın gözü emekliye sevk edilmekte, tekaüde ayrılmakta... Emekliye ayrılmayı arzu eden, hayalini bu ufuklara seren kardeşlerimize sorduğunuzda, cevap ne olur? Yatacak; bastona dayanıp oturacak; camie giderse gidecek; yoksa oturduğu yerde eskiyecek, pörsüyecek, çürüyecek... Şu kanaatteyim ki, İlâhî ceza, bizi yerden yere vuruyor. Çalışmayı angarya bilen, fazladan bir şey gören uzvun, hayat hakkı yoktur. Eskir, pörsür, çiğnenir, atılır; posa olur; posa işe yaramaz, çöplüğe atarlar. Maalesef böyle bir hâlet-i rûhiye bizi esir etmiştir. Binaenaleyh, Allah'ım İslâm âlemine şu ruhu versin ki, müslümanlar çalışmayı bir ibadet bilsin... Sizler de mukaddes yerlerde, nur inen o beldelerde, Allah'ımızdan bunu dileyin... Ne zaman ki müslümanlar, çalışmayı bir ibadet bilir; kendi işini kendi becerir; o zaman esaret zincirlerini kırar...
Sayfa 231Kitabı okudu
Bu lale yalnızca bir aşk değil, bir sır demekti. Bir ölüye hayat verecek, belki bir hayata ölüm getirecekti.
Sayfa 222Kitabı okudu
Reklam
yirmi sekizinci kural
"Kader hayatımızın önden çizilmiş olması demek değildir. Bu sebepten ne yapalım, kaderimiz böyle" deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir. Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir, ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatın hakimisin, ne de hayat karşısında çaresizsin...~
Sayfa 36
birbirlerinin hayat ve hatıralarını paylaşmaya başladılar.
336 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.