Huzursuzluğun babası Fernando Pessoa 18 Haziran 1931'de şöyle yazmış;
İnsanoğullarının sürdüğü hayata alıcı gözle baktığımda, hayvanların hayatıyla arasında hiçbir fark göremiyorum. İnsanlar da hayvanlar da bilinçsizce olayların ve dünyanın ortasına fırlatılıvermişler; bazen biraz durup gönül eğlendiriyor; her gün ayn organik cevrimi tamamlıyor; düşündüklerinin ötesinde hiçbir şey düşünmüyor, yaşadıklarının ötesinde hiçbir şey yaşamıyorlar. Kedi güneşte yuvarlanır, oracıkta uyuyakalır. insan karman çorman hayatın içinde yuvarlanır ve oracıkta uyuyakalır. Ikisinin de yazgısı neyse o olmaktır. ikisi de var olmanın yükünü sırtından atmaya yeltenmez. İnsanların en büyükleri şana şöhrete düşkün our; bunu tamamen kendilerine ait bir ölümsüzlükten çok, belki hiçbir sekilde ulaşamayacakları, soyut bir ölümsüzlük olarak kabul ederler.
diye daha da sert devam eder...huzursuzluğumu arttıran güzel insan..
Kaynak Ig:merve.eryuruk
Hadi o bir yana gerek yok karısını bırakıp kediyle oynaşan adama geri verecek kızım yok derse babası, n'etçen?
Sayfa 48Kitabı okudu
Hiçlik ya da Her Şey
Herkese Merhaba
Bugün sizlere 
Tuğba Saydam kaleminden 
Hiçlik ya da Her Şey kitabının yorumu ile geldim
Haziran ayının sıradaki kitabı 2024 yılı basımlı 88 sayfalık bir kitap.
Hepimizin öyküleri var bu hayatta...
Sabahları fazla huysuz oluyordu genç kadın. Her sabah kahve içerek güne başlardı. Popüler kültüre bağlı kaldığı tek alanın bu olduğunu düşünüyordu.
EBÛ HÜREYRE
Vahiy Çağının Belleği
“Cahiliyyede de adı Abdüşşşems (güneşin kulu) idi. Müslüman olunca Resûlullah ona
Abdurrahman adını verdi... Hayvanları çok severdi. Yedirdiği, taşıdığı, temizlediği ve koruduğu bir kedisi vardı. Kedi onu gölgesi gibi takip ederdi...
İşte böylece ona Ebû Hüreyre (kedicik babası) denildi...”
Patili güzel dostlarımıza iyiki varsınız.
Patili dostumuz Hector'a
" Senin bana nasip olman ,şahsi hayatımın en değer biçilmez tarihidir."Nazım Hikmet Ran
Bir şirkette çalışan bayan kahramanımız ile başlıyoruz sayfalara .Anne babasının onu terketmesi ile bu dünyada Hector isminde can dostu vardır. O hep onunladır.Onu asla terketmez ve Hector çokta iyi bir ev arkadaşıdır.
Günün kötü geçeceği sabah uyandığında belliydi.Herzaman vakitli uyansada nasıl becerebiliyorsa işe herzamanki gibi geç kalıyordu. Sıradan bir güne uyandığını düşünen kahramanımız çorabının eşini bulamaz, hava soğuk olmasına rağmen tek ayağı çorapsız olarak ayakkabıyı giyer.İşe gider ,iş yeri komedidir .Dedikoducu Zilli kadın zorla ağzına poğaça verir, margarin kokusundan midesi bulanır
,lavaboya gidip içinde ne varsa çıkarır. Lavaboda çaycı Şakiri görentuvalete girdiğini düşünür. Zilli kadın kahramanın hamile olduğu dedikodusunu yayar.Çaycı Şakir ortada olmayan çocuğun babası olduğunun yalanını ortaya atar.
Bu koşturmalarda eve gelir ama ev arkadaşı patili dostu Hector evde yoktur.Camlar bile kapalıyken bu kedi nasıl evden çıkar. Kayıp eşyaları bulma ofisine gider çünkü Hector 'suz bir dünya düşünemez.
Günler geçer ve kayıp kedisinden haber gelir .
Bu haber ile yıkılan kahramanımız birde işten kovulur.
Bütün sayfalarda ayrı bir heyecan.Bir bayanın iç dünyasını ince elekten geçirerek anlatması çok özenli ve güzeldi.
Merve Karadavut
@saydamt
@kdysosyal
#hiçlikyadahersey