Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dernhelm

Dernhelm
@keitsuki
"Dünyada kalem ve kâğıt oldukça hiç aralıksız ve hiç usanmadan üzerinde gideceğim bir yol olduğunu kim görmez ki?" #173744076 #79824154
"Ben stratejiye ve bu stratejiyi daha etkin hâle getirecek yöntemlere inanırım." "Ben de stratejinin bir parçasıyım unutma," dedim, dümdüz bir sesle. Başını eğdi. "Tıpkı benim gibi. Tıpkı Lord Ido gibi, tıpkı hepimiz gibi. Tarih, bireylerin çektiği acıları umursamaz. Yalnızca mücadelelerin sonucuna bakar."
Sayfa 470 - Artemis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Eğer bir adam çenesini kibirle havaya kaldırmışsa, ayaklarının dibindeki uçurumu göremez."
Sayfa 119 - Artemis YayınlarıKitabı okudu
"Kimse geçmişten bahsetmedi. Dikkatli bir şekilde üstü örtülmüştü. Ta ki kendisi ortaya çıkana kadar. Sırlar böyledir işte. Her zaman kendi yollarını bulurlar. Bir ömür sürse bile."
Sayfa 282 - Pena YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Bu saatler sadece benim eğlencem. Bunlar her insanın göğüsünde taşıdığı şeyin basit birer taklidi yalnızca. Çünkü nasıl gözler görmeye, kulaklar duymaya yarıyorsa, insanın yüreği de zamanı algılamaya yarar. Kör biri için gökkuşağının renkleri ve sağır biri için kuş sesleri nasıl boşunaysa, yürekle algılanmayan zaman da öyle boşa gider, kaybolur. Ama ne yazık ki düzgün atmasını bildiği halde kör ve sağır olan nice yürekler vardır." "Ya kalbim bir gün artık atmazsa?"diye sordu Momo. "O vakit, senin için zaman da biter, çocuğum," diye cevapladı Hora Usta. "Bunu şöyle de açıklayabiliriz: Zaman içinde günler, geceler, aylar ve yıllar boyunca geriye doğru giden aslında sen kendinsin. Bir gün çıkıp geldiğin o sihirli kapıya doğru yaşamın boyunca geri gidiyorsun ve sonunda da yine oradan çıkıp gideceksin." "Ya öbür tarafta ne var?" "İşte orada, bazen taa içinde duyduğunu söylediğin müziği bulacaksın. Ama artık sen de o müziğin içindeki bir ses olacaksın."
Sayfa 178 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Bunun dışında, Momo'nun pek de iyi anlayamadığı, yeni yeni baş gösteren bir şey daha vardı. Tiyatro harabesine gelen çocuklar yanlarında bir sürü oyuncak getiriyorlardı ama bunların hiçbiri oynamaya elverişli değildi. Örneğin, kendi ekseni etrafında dönüp duran ve başka hiçbir işe yaramayan uzaktan kumandalı bir tank. Ya da bir çubuğun ucunda daire gibi dönüp durmaktan başka marifeti olmayan bir uzay roketi. Veya gözlerinde ışıklar yanarak paytak paytak dolanıp başını iki yana sallayan küçük bir robot bebek. Bunlarla nasıl oynanırdı ki? Bunlar elbette, Momo'nun arkadaşlarının, hele kendisinin hiç sahip olamadığı çok pahalı oyuncaklardı. En küçük ayrıntılarına kadar öyle ince düşünülerek yapılmışlardı ki çocukların hayal kurmalarını gerektiren bir yanları kalmamıştı. Böylece çocuklar, genellikle saatlerce oturdukları yerden onların dönmelerini, dolaşmalarını, gezinmelerini seyrederek sıkılıyor ve akıllarına başka bir oyun da gelmiyordu. Sonunda hepsi eski oyunlarını özlüyordu. Birkaç tahta parçası, kutular, yırtık bir masa örtüsü ve belki bir avuç taşa birazcık da hayal karıştı mı, ah, ne oyunlar oynanırdı.
Sayfa 85 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Bak Momo," derdi, "ne oluyor, biliyor musun? Bazen önüme upuzun bir cadde çıkıyor. Öyle uzun ki insan bunun sonu gelmez sanıyor." Beppo bu kadarcık laftan sonra bile önüne bakarak bir süre susar, sonra devam ederdi: "O zaman acele etmeye başlıyorsun. Gittikçe daha çok acele ediyor insan. Her önüne baktığında yolun hiç de kısalmamış olduğunu fark ediyorsun. Daha hızlı ve daha gayretli çalışıyorsun; sonunda nefesin kesilip güçsüz kalıyorsun. Ve cadde hâlâ upuzun bir şekilde seni bekliyor." Susup biraz daha düşündükten sonra sürdürdü konuşmasını: "İnsan caddenin tamamına bakıp hemen bir karara varmamalı. Her zaman adım adım ilerlemeli. Sürekli bir adım sonrasını düşünmeli, bir adım, sonra derin bir nefes, sonra bir süpürge. İşte o zaman hayat zevkli olur. Önemli olan işini iyi yapmaktır. Öyle de olmalı."
Sayfa 43 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Snellman, kendisi için bütün hürriyetleri, refah ve saadeti isteyen ama millete en büyük sefalet ve mahrumiyetlere karşı tahammül telkin eden yüksek tabakalara mensup olanlara kızardı.
Sayfa 108 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Babasının serveti veya okul diploması sayesinde halkın süründüğü bataklıktan sağlam bir zemine ayak basanlardan hiçbiri milyonlarca vatandaştan birini karanlıktan kurtarmak için parmağını bile oynatmıyor.
Sayfa 103 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Umutlu olmak, saf bir iyimser olmak veya insanlığın yüzleştiği trajediyi göz ardı etmek demek değildir. Umut her ihtimali görüp, evinde oturup kötülüğe küfretmektense, iyilik için elinden geleni yapmak demektir. Ve tek bir kişi bile umudun yaşaması için yeterlidir.
"Bir deneyimde ya da birkaç deneyimde hayal kırıklığı yaşadıktan sonra bütün yeni ve güzel deneyimleri, eskinin korkularıyla örselemek, başlamadan sonuna karar verme cüretini göstermek aslında ne büyük bir haksızlık..."
Reklam
"Çocuklar, hepimizin içinde büyük bir kabul görme ihtiyacı vardır, ama özgün ve farklı olan şeylerinize de güvenmek zorundasınız; tuhaf ya da rağbet görmeyen şeyler olsalar da. Frost'un dediği gibi, 'Yollar ikiye ayrılmıştı ormanda ve ben -daha az katedilmiş olanı seçtim, / Bütün ayrımı yaratan da buydu."
Sayfa 74 - Bilge Kültür SanatKitabı okudu
"Kendi sesinizi bulmaya uğraşmalısınız çocuklar ve harekete geçmek için ne kadar beklerseniz onu bulma şansınız o kadar azalır."
"Ormana gittim, çünkü bilinçli yaşamak istiyordum. Derinlemesine yaşamak ve hayatın iliğini emmek istiyordum! Yaşamdan olmayan her şeyi bozguna uğratmak, öldüğümde aslında hiç yaşamamış olduğumu fark etmemek."
Sayfa 47 - Bilge Kültür SanatKitabı okudu
"Topla gül goncalarını toplayabilirken, Zaman akıp gidiyor: Aynı çiçek sana bugün gülümserken, Yarın solup gidiyor."
Sayfa 24 - Bilge Kültür SanatKitabı okudu
1.125 öğeden 1.096 ile 1.110 arasındakiler gösteriliyor.