İstanbul'un fethinden sadece 64 yıl sonra fethedilen 500 yıl sınırlarımız içerisinde kalan Suriye, en az Anadolu kadar ilgilendiriyor bizi. Elbette artık kendi anayasası, hukuku, kültürü, dili, ekonomisi ve toplumsal yapısı olan bir devletin sınırlarına dahletmemiz gibi bir durum söz konusu değil. Fakat,
geçmişimizin omuzlarımıza bindirdiği emanet,
eman dileyene kol kanat germemizi, bir kötülüğe
gücümüz yetiyorsa elimizle, olmazsa dilimizle
müdahale etmemizi; en kötü ihtimalle de buğzu
salık veriyor.