Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bilmem saat kaç gibi, dökülüyor yine birer, birer kalemin mürekkepinden yüreğimin anlatmak istediği, ama duyuramadığı her cümlelerim Ya içimde kala kaldı ya da satırlarıma anı kaldı " okumak " düştü kendi kendime. . A
352 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Merhaba, yine ilgiyle ve zevkle okuduğum bir kitabin yorumunu yapmak istiyorum. #camdakikız henüz 3 kitabını okuduğum, fuarda söyleşisine katılıp, kitaplarını imzalattığım sırada hayranlığımın daha da arttığı @drbudayicioglu nun kaleminden. Okuyanlar bilir, yazar kitaplarında gerçek yaşamdan öyküleri yani danışanları ile o meşhur kırmızı odada neler yaşadıklarını anlatıyor. Tabi ki bunu yaparken kişilerin kimliklerini koruma altına alarak bizlere yol çizmek için uğraşıyor. Her kitabının ayrı bir öğretisi var. Camdaki Kız'ın amacı ise "kader motifi"ni topluma öğretmek. Peki nedir bu derseniz; çocuklukta yaşananların birikmesi sonucunda oluşan hislerin bizim geleceğimize yansıması. Yani çocukken yaşadığımız hangi duygu fazla ise biz geleceğimizde de onu yaşıyoruz. Olumluysa olumlu, olumsuzsa da olumsuz bir tabloyu önce kendimize sonra da etrafimıza yayıyoruz. Tıpkı bu romandaki karekterler Nalan, Hayri, Türkan ve Laz kızı gibi... Onların kader motiflerini okurken hayatınızı da gözden geçirip, kapatılmış bir kahve fincanından bakılan fallar gibi kendi kaderinize ulaşıyorsunuz. Son cümlelerim en çok etkilendiğim satırlarla olsun istiyorum. " Kendi geçmişini doğru okumazsan, hayat boyu aynı geçmişi tekrarlar durursun ve bütün bunları bir kader gibi kendi çocuğuna geçirirsin." Her derdin dermanı sevgi içinizden, gözünüzden ve dilinizden eksik olmasın...
Camdaki Kız
Camdaki KızGülseren Budayıcıoğlu · Doğan Kitap · 201924,4bin okunma
Reklam
32 syf.
10/10 puan verdi
Tatlı mı tatlı tavuğumuz o kadar çok dost canlısı ki, yaşadığı çiftlikte "en dost canlısı hayvan madalyası" bile var. Ama bu kadar çok dost canlısı olması bile, onu bir teknolojik alete bağımlı olmaya başlamaktan kurtaramıyor. Ta ki kandırıldığını anlayana kadar... Teknoloji çağı içerisine doğmuş, ya da bu çağ içerisinde büyümekte olan çocuklar için harika bir kitap. Hatta çocuk yaş grubuna dahil olmasak bile, bizim için de öyle. Hadi biz kendi zamanımızı kurtardık, üç beş dost edindik ama çocuklar, çocuklarımız? Çağ gereği onları bundan tamamen uzaklaştıramayabiliriz ama en azından bir dostun sıcaklığını bulmalarına fayda sağlayabiliriz. Şu an bunları da bir teknolojik aletten yazdığım için cümlelerim ne kadar samimi gelir bilmiyorum ama bu kitabı okumanızı, özellikle çevrenizdeki çocuklara okumanızı önemle rica ederim. Çocuk kitapları iyi ki var :)
Arkadaş Makinesi
Arkadaş MakinesiNick Bland · 1001 Çiçek Yayınları · 20182 okunma
Bir bilinmezliğim var kendi içimde. Can çeken cümlelerim var dudaklarıma yapışmış. Sessizliğe gömülmüş bir bedenim var ağıtlar içinde. Göz yaşıyla yoğrulmuş bir mabedim var, aşk dolu. Nefesinle kuruyup giden bir bedenim var yalnızlık içinde.  Birakiver bu dünyanın rengini. Görmüyormusun her yer zifiri karanlik, hissetmiyor musun her yer soğuk. Aldanmışsın yine bu dünyanın rengine, unutuvermişsin içindeki en güzel renklere bürünmüş beyti. Yalan dünyanın çamurunda boğuluvermeyi tercih etmişsin bir çift göz uğruna. Bir "hiçsin" daha fazlası olamazsın. Bir "kulsun" değerini bilmelisin...
Kendi cümlelerim.
Bazı insanların sizden duydukları nefretin hiçbir sebebi yoktur. Dik durmanız, boyun eğmemeniz, size diş geçirememeleri bile yeterli bunun için. Hayatları boyu denk ve saygın ilişkiler kuramadıkları için özsaygılı insan görünce içsel kriz geçirirler. Yani konu siz değilsinizdir…
İnsanların, bana bakınca nasıl bir adam gördüklerine dair saçmalamaya koyulmamın nedeni bu işte; sesim nasıldır, diye merak ediyorum, ötekilerin istemsiz belleğinde nasıl bir resim bırakıyorum, hareketlerim, cümlelerim, görünen hayatım başkalarının yorumlarının retinasına nasıl kazınıyor. Kendimi dışarıdan görmeyi hiçbir zaman beceremedim. Hiçbir ayna bizi “dışarıdan biri” olarak yansıtamaz, çünkü bizi kendimizin dışına çekebilecek ayna yoktur. Bunu ancak bir başka ruh yapabilir, bir başka bakış ve görüş. Usta bir sinema oyuncusu olsaydım ya da sesimi bağıra çağıra plaklara kaydetsem bile, eminim öte taraftan bakıldığında ne olduğumu bilmekten gene bu kadar uzak kalırdım, çünkü beni nasıl kaydederlerse etsinler, ister istemez hep kendi içimde, yüksek duvarlarla çevrili özbilincimin içinde kalacağım.
Reklam
bence, sanırım, bana göre
"Nisan ayı geldiğinde, yorumlarımın arasında küçük harflerle yazılmış 'sanırım' sözcükleri belirmeye başlamıştı. Bir tür epistemolojik krizdi bu. Hakkında yazdığım şeylerin; kesinlikle, nesnel olarak doğru olduğunu nasıl bilecektim? Basit bildirim cümlelerim bana en iyi ihtimalle kibirli, en kötü ihtimalle de yalan gelmeye başlamıştı. Hakkında konuşabileceğim tek şey kendi algılarımdı hatta belki onlar bile değildi."
Sayfa 141Kitabı okudu
ne zaman buradaysam o kadar kendimdeyim o kadar uzağım bana. her şeyin geçeceğini biliyorsun ama geçmiyor yaşamak. bazı anlar dip eskisi kadar ısrarcı ve bazen fena halde meyilliyim düşmeye.hiçbir yere hiç kimseye ulaşmayacağını bildiğim devrik cümlelerim beni rahatlatıyor. dışavurma tutkumdan ve kuyudaki arsız yanımdan geçemiyorum. kendi etimle besleniyorum gibi geliyor kendi kanımda boğuluyorum gibi geliyor ama hala
331 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Kitabı okuduktan sonra kitap hakkında birçok kaynak okudum, haliyle bu kadar güzel kitap okununca insan kitap hakkında araştırma yapmak istiyor ve kitap hakkında inceleme yazarken de okuduğu yazıların etkisinde kalabiliyor, onun için bazı cümlelerim okuduğum yazıların etkisindendir ve tabii Saramago'nun cümleleri de mevcut. Körlük bir post apokaliptik roman, ama en güzel tarafı da alışageldiğimiz nükleer savaş, sebebi bilinmeyen veya bir deney sonucu zombileşme vs. gibi bilindik bir konu olmaması, aksine daha gerçekçi, herkesin hayatında en az bir kere kendi açısından düşündüğü, belki de en çok korkulan engellerden biri olarak görülen, tüm insanların çok net olarak rahatlıkla hissedebileceği şekilde bir kıyamet sonrası, ama bu sefer kıyamete sebep olan ise bulaşıcı olan “körlük”. İnsandan insana geçen, tedavisi olmayan daha doğru tanım yapmak gerekirse körlük ama nasıl bir körlük olduğu da bilinmeyen bir körlük.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104,3bin okunma
353 öğeden 231 ile 240 arasındakiler gösteriliyor.