Bu kitap bana, çocukların hayal gücünü sınırlamadan büyümelerine izin vermemiz gerektiğini bir kez daha hatırlattı. “Prenses” gibi kalıplaşmış roller yerine, kendi yolunu seçen bir çocuğun hikâyesi var karşımızda. Özlem Yıldırım’ın sade ama duygusu güçlü anlatımı sayesinde, hikâye çok doğal ilerliyor.
Bir anne olarak okurken içim ısındı. Kızım büyürken ona da bu özgürlük duygusunu aşılamak istiyorum. Çünkü her çocuk, isterse bir prenses, isterse bir kaşif, isterse sadece kendisi olabilir. Ve bu kitap tam da bunu fısıldıyor: “Kendin olmak yeter.”
Kapağındaki sıcak renkler ve masalsı atmosfer de bu duyguyu çok güzel tamamlıyor. Kısacası, yüreğe dokunan, güçlü ve özgür bir çocuk kitabı
Munadilhakk'm sesi titriyordu:
-Hadi şuradan bok torbası! Korkudan üçbuçuk atıyorsun! Aklın fikrin helada, mutfakta, yatakta! Bir de milletvekili olmak istiyorsun, milleti iyice kara çula