Yalnızlık ömür boyudur. İnsan her ne kadar büyük kalabalıklar içerisinde olursa olsun yalnız yine yalnızdır.
Teğmen Drogo'nun hikâyesi askeri okulu bitirip, kuş uçmaz, kervan geçmez bir yer olan Bastiani Kalesi'ne atanması ve bir eylül sabahı yola çıkmasıyla başlıyor.
Kitap ilk başlarda oldukça durağan bir şekilde ilerliyorsa da okudukça yaşattığı duygularla insanda bir merak uyandırıyor.
Buzzati, teğmen Drogo'nun hikâyesiyle bizlere umudu, umutsuzluğu, yanlış tercihleri, bir yere ya da insanlara bağlanmayı, tekdüze yaşamlarımızı, monotonluğumuzu, yalnızlığı, bekleyişleri, inatlaşmayı, insanın kendi kendini kandırmasını harika bir şekilde gözler önüne seriyor.
Drogo'nun, Bastiani Kalesi'nde kendine kendi elleriyle kurduğu dünyanın esaretine girmesini ve bunun bir benzerini bizlerinde ellerimizle inşa ettiğimiz kalelerimizde kendimizi bir ömür boyu nasıl hapsettiğimizi bizlere bir kere daha hatırlatıyor.
Belirli bir zamanda, arkamızda bir kapı kapanır, kapanır ve bir şimşek hızıyla kilitlenir; geri dönecek zaman kalmamıştır. "
Hayat hep bir beklenti, bir umutla sürüp gidiyor. Ve biz sadece izliyoruz.
"Alışkanlıkların uyuşukluğu” diyor buna Drago.
Alışkanlıkların uyuşukluğunun son bulması ümidiyle kitapla kalın..
Yahu, siz ne uyanıksınız öyle?
Bulanık suda balık avlamayı, bir taşla birkaç kuş birden vurmayı meslek edinenler, sizlere söylüyorum! Sizlerde hiç kızarır yüz, utanır vaziyet yok mu? Son senelerde, peş peşe meydana gelen intiharlar (bilhassa da gençler) halkasına, bir zincir daha ilâve edildi. O gence acıyıp; “Bunlar niye böyle oldu, bu gençler
'Ölüm tüyden hafif, görev dağdan ağır.'
*
Kitabı bitirdikten hemen sonra incelemek istemedim, biraz keyfini sürüp fikirlerimin netleşmesini bekledim. Yoksa incelemem, "mükemmel koşun okuyun aman yarabbi bu nedir" şeklinde olacaktı.
Çok da birşey değişmese de artık fikirlerimi belirtme zamanı :)
15 serilik, 12bin küsür sayfalık kocaman
A canım! Altın istedin toprak buldun! Bil ki altınla oyalanmaktan toprakla ovalanmak yeğdir. Toprak altından değerli hazinedir. Kim kendini toprak görürse yücelir, altın olur. Benliğini toprağa göm ki tohumun yeşersin, altın olsun.