"Yalan söylemek, yalancılığın aksine gücümüzü tüketir: yalan bir edimdir, şeytani bir edim. Yalan söylemek başka bir bilinci bilinçli olarak gizlemektir, irade gerektirir ve tehlikeli bir girişimdir her zaman; oysa yalancılık sözcük olarak aynı şeyi ifade etse de merttir, ahlaklıdır, huzurludur. Bu nedenle yalancının söylediğini çürütmek mümkün olmaz asla, tıpkı bir tapınağa saygısızlık edildiğinde olduğu gibi öfkelenir insan sadece; onun tapınağı, ona en iyi gelen şeyin , gerçeğin , kendi gerçeğinin değil , asıl gerçeğin sonsuz, değiştirilemez, dokunulmaz, kutsal ve mutlak olduğuna duyduğu güven ve umuttur.