"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Savulun, savulun!
Söyletmen beni bir garip haldeyim
Yaslı toz kokan o velud beldeyim
Söyletmen beni Allah’ın aşkına
Göz pınarının taştığı seldeyim
Molozlar düşmüş iyâlim üstüne
Tek söz etmeyin melâlim üstüne
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum.
-Sevgi,
Kilidi olmayan tek hazinedir.-
-Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
"Benim kızımın gülümseyişlerinin ardında hep kırık bir çocukluk yatıyor Yekta. Benim kızım çok güzel gülüyor ama benim kızım artık gülmüyor."
- Mayıs Çiçeği
wattpad.com/story/278731927...
Nigâr Hacızade
Belaruslu gazeteci-yazar Svetlana Aleksiyeviç, savaşı, şahidin anlatma yükümlülüğünü, edebiyatını, ömrü boyunca yanı başında olan sesleri anlatıyor.
Kaybedilmiş Bir Savaş Üzerine: Svetlana Aleksiyeviç’in Nobel Edebiyat Ödülü
Nobel Edebiyat Ödülü’nün bu yılki sahibi Belaruslu yazar Svetlana Aleksiyeviç, 7 Aralık’ta ödül
Kitap 2 gün önce bitti ama şoku atlatıp düşüncelerimi yazabilmem için epey bir zaman gerekti gerçekten de. Tek kelimeyle anlatacak olursam, efsaneydi. Bolca şok, ihanet, aksiyon. Ve en çok da hüzün. Hem de normal bir hüzün falan değil, böyle kalbinizi düğümleyecek türden. Beklememe kesinlikle değdi, eğer fiyat konusunda sıkıntı yaşamayacaksanız
Yürü, hâlâ ne diye oyunda oynaştasın ?
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.!
Sen ne geçebilirsin yardan, anadan, serden....
Senin de destanını okuyalım ezberden...
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden...
Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın...
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.!
Yüzüne çarpmak gerek zamanenin
.
Tencere
Esra Turap
Kendisinden başka herkesin her işine burnunu sokmaya bayılan Batı, pusulayı hepten şaşırıp artık duygularımıza da yön verme derdine düştü! Farkındasınızdır, bilhassa yüzyılın son yarısında her meseleye güya bir reçete bulup “şöyle davranın” demeyi de aşarak, “bu durumda şöyle hissedin” diyor.
Elbette bunu açıkça değil,