Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Agatha Christie'nin okuduğum ilk Tommy ve Tuppence Beresford kahramanlarının yer aldığı kitabıydı. Tommy ve Tuppence Beresford geçmişteki o heyecanlı günleri özlüyorlardı. Gizli Servis Başkanı Blunt bir gün onlara Uluslararası Dedektiflik Bürosu'nu yönetmelerini teklif edince bu fırsatı kaçırmak istemezler. Beresford'lar çalışmalarında başarılı olmak için bütün usta dedektifleri taklit etmeye karar verirler. Kayıp pembe incilere ne olduğunu bulmak, cinayet olaylarını çözmek, kalpazan çetesini yakalamak, kaçakçıları ortaya çıkarmak, kaybolan bir kadını bulmak, hazine avıyla genç bir kızı dertlerinden kurtarmak, çürütülemez görünen bir kanıtı çütümek, Sunningdale golf sahasındaki bıçaklama olayı aydınlatmak ve gazetelerin kişisel sütunlarında yayınlanan şifreli mesajlar çözmek gibi karmaşık olayların üstesinden gelirler.
Endülüslü bir çoban olan Santiago 'nun hazinesini bulmak için İspanya 'dan kalkıp Mısır piramitlerine giden hazine yolculuğunu anlatıyor.Bu yolculuk aynı zamanda Santiago 'nun içsel yolculuğunu konu alıyor.Mutluluğun aslında uzaklarda değil her zaman yanı başımızda olduğunu bizim sadece fark etmemiz gerektiğini vurguluyor.Kişisel gelişim için kesinlikle okunması gereken kitaplardan biri bence.
Güçlü Kararlar, Büyük Zaferler Sun Tzu'nun Liderlik Sanatı
Sun Tzu'nun efsanevi eseri, savaşın inceliklerini ustalıkla ortaya koyarak, stratejik düşünceye dair bir başyapıt olarak kabul edilir. Kitap, sadece askeri liderler için değil, aynı zamanda iş dünyası, siyaset ve günlük yaşamda bile geçerli olan derin öğretiler sunar. Her bir satırı, zekice dokunulmuş, bilgelik dolu bir hazine gibidir. Sun Tzu'nun her cümlesi, zekice seçilmiş kelimelerle birleşerek okuyucuya derinlemesine düşünme ve stratejik kararlar alma becerisi kazandırır. Savaş Sanatı, sadece savaş meydanlarında değil, aynı zamanda kişisel ve profesyonel hayatın her alanında zafer elde etmek için rehberlik eder. Bu muazzam eser, tarih boyunca liderlik ve strateji üzerine yazılmış en etkileyici ve mükemmel metinlerden biri olarak kalıcı bir etki bırakmıştır.
Evren ruhunu içimizde mi saklıyor ?
Aslına bakarsanız kitabı okuyup anlamak baştan bu ruhun varlığını kabul etmekle oluyor. Bu ruhu kabul etmeyenler ise kitabı, Mısıra hazine düşü gördüğü için giden ve yolda türlü maceralar yaşayan bir çobanın hikayesi gibi algılayıp basite indirgiyorlar. Ama işin aslı hiçte öyle değil çünkü bu kitap arayana aradığını bulduracak cinsten bir kitaptır benim kanımca. Hikayesi basit ama içerik bakımından dolu dolu olan bir kitap. Aşk, yolculuk, olağanüstülük, tarihsel imgelem ve tarihten alıntılar gibi türlü şeyleri içerisinde barındırıyor kitap. Kitabı okuduğunuzda kendinize istemsizce şu soruyu soruyorsunuz,
Acaba ben her şeyini kendi seçtiğim ve isteklerim doğrultusunda olan bir hayatımı yaşıyorum ?
Eğer böyle değilse – benim böyle değildi –
o zaman bazı şeyleri gözden geçirme ve kendinizi doğru olduğunu düşündüğünüz hayata daha doğrusu mutlu olacağınız hayata döndürmek sizin elinizde.
Bazıları kitabı bir yol gösterici olarak görmüşler ama bence bu öyle değil çünkü kitap bize aslında kendi seçeneklerimizle yaşayabileceğimiz gerçeğini hatırlatıyor sadece, bunu bize 'öğretmiyor'. Bildiğimiz şeyleri sadece bize hatırlatıyor o kadar.
Kitap, bizi içinde bulunduğumuz zarardan döndürmeye çalışıyor. Ben de bir kitap okuyucusu olarak kendimce kitabın bu özelliğini size aktarmak istedim ki hep beraber zarardan dönelim. Çünkü biliyorsunuz ki "zararın neresinden dönersek dönelim kârdır".
İncelemem buraya kadardı okuduğunuz için çok teşekkür ederim ve son olarak bu yazıyı ve aynı zamanda kitabı okuyan arkadaşlarıma da kendi "Kişisel Menkıbe"lerinde başarılar dilerim.
Sağlıcakla...
SİMYACI (özet+spoiler!!)
Kitap kısaca dünyayı gezmeyi seven bir çobanın (Santiago) gördüğü bir rüyayla 'hazine'sine ulaşmasını anlatıyor. Gördüğü bir rüyayla bir çingeneye gider ve yorumlatır, çingene piramitlere gidip hazinesini bulmasını söyler ve bunu yapmaya karar verir (kralın karşısına çıkmasıyla) Santiago'nun yolculuk sırasında gördükleri,
Franz Kafka'nın Milena Jesenská'ya yazdığı mektuplar, Kafka'nın edebi ve duygusal derinliğini yansıtan önemli belgelerdir. Bu mektuplar, Kafka'nın düşüncelerini, duygularını ve yazı sürecine dair zorluklarını içerir. Aynı zamanda Kafka'nın Milena'ya duyduğu yoğun duyguları da gösterir. Bu mektuplar, Kafka'nın eserlerinin anlaşılmasına ve yazarın kişisel hayatı hakkında bilgi sahibi olmaya yardımcı olur. Kafka'nın Milena'ya yazdığı mektuplar, edebi bir hazine olarak kabul edilir ve Kafka'nın yazma sürecine ve iç dünyasına ışık tutar.
Cebimdeki Ekmek Kırıntıları ~ Ercan Kesal
"Geldik ve gidiyoruz ama bir yandan da anlam arayışı aslında bitmiyor. Sanki bütün yapıp ettiğimiz işler bu arayışa vesile; bu arayışı ayıklayan, kolaylaştıran şeylermiş gibi geliyor. O yüzden her seferinde onlara müracaat ediyorum. İnsan niye yazar, niye film çeker, niye senaryo ile uğraşır, niye
Bu kitabı keşfettiğim için kendimi hazine bulmuş gibi hissediyorum. Yazarın ilk kitabıymış ama ne kadar derin bir birikime sahip olduğu oldukça net hissediliyor. Japon felsefelerindeki sadelik, yalınlık ve huzur yazarın kalemine de yansımış. Okurken huzurla dolduğumu söylemeliyim. Diğer kişisel gelişim kitaplarından oldukça farklı, içinde bolca felsefi çıkarımlar da var, ayrıca okuyucuya her bölüm sonrası uygulamalar veriyor oluşu da çok değerli. Ben en çok bölümlerin sonlarındaki kısa masalları sevdim, hatta daha da uzun olabilirmiş diye düşündüm açıkçası. Ikigai'yi biliyordum ama favori Japon felsefem kintsugi oldu. Belki de kendimle özdeşleştirdiğim için olabilir... Çok spoiler vermeden, herkese içten bir şekilde tavsiye ettiğimi söyleyerek bitireyim. Umarım kitabın devamı gelir :)
Naval Ravikant'ın "Bilgenin Güncesi", adeta bir hazine sandığı gibi. Girişimcilik, yatırım, mutluluk ve yaşamın anlamı gibi birçok konuda, Naval'ın derin düşüncelerini ve deneyimlerini barındırıyor. Kitap, Naval'ın Twitter'da paylaştığı aforizmalar ve blog yazılarından derlenerek oluşmuş. Bu da, her sayfada farklı bir
Evrenin şifresi
Endülüslü bir çoban olan Santiago, bir gün rüyasında Mısır piramitlerine gitmesini ve orada büyük bir hazine bulacağını gösteren bir düş görür. Bu düşü iki defa görmesi üzerine bir çingene falcıya gider. Falcının yorumları üzerine piramitlere gitmeye karar verir. Yolculukta, Salem kralı bir hırsız, bir İngiliz, bir billuriye tüccarı ve en sonunda simyacı ile karşılaşır. Her biri onun kişisel menkıbesini gerçekleştirmesi için birer basamaktır. Tabii ki bu hikayeyi çok duymuşuzdur: Hazine yolculuğa çıkan kişinin ilk olduğu yerdedir, başladığımız noktaya her zaman geri dönüyoruz.
Kitaba felsefe okumalarına giriş niyetiyle başladım ve beni çok şaşırttı. Basit bir hikayeyi çok eğlenceli ve felsefi bir esere dönüştürmüş yazar. İşaretler ve anlamlar evrenin dili. Kitap boyunca mistik bir hava hakim oluyor üzerinizde. Evrenin işaretlerini arıyorsunuz. Tabii ki bu durum, kitabın bana hitap etmesiyle de alakalı. Hayata her zaman bilim çerçevesiyle bakan biriyim. Ama mistisizm beni her zaman kendine çeker ve büyüler. Kitap bana bunu veriyor. Kitabı ne kadar sevsem de vermek istediği felsefi düşüncenin tutarsız olduğunu düşünüyorum. Gençin işaretleri takip etmesi ve evrendeki gizi anlaması gerekir, ama en başından beri işaretler kendisine açık bir şekilde verilmişti: Gördüğü düş, Salem kralı, simyacı... Bunlar hep açık işaretlerdir. Bu anlamda genç, aslında anlam olarak açık olan şeyi takip etmiştir ve onu her zaman açıkça yönlendiren birileri yanında olmuştur
Proust’un Paltosu
Proust okumalarıma yardımcı olması amacıyla elime aldığım bu kitap, yeni yılın ilk kitabıydı ve ilk gününde bitirdim. Yazarı Lorenza Foschini. İtalyan gazeteci ve yazar. Kitabın çevirisini Eren Yücesan Ceydey yapmış. Kırmızı Kedi Yayınlarından çıkan kitap, 99 sayfa. Bir solukta okunan türden.
Kitapta, çok zengin biri olan ve bütün hayatı boyunca
Oscar Wilde, parlak zekâsı, nüktedanlığı ve yaratıcılığıyla kuşaklar boyunca okurlarını büyülemiştir. Bugün yalnızca doğduğu ülke İrlanda'da değil, İngiltere'de de ulusal bir hazine olarak görülmesini, İngiliz dili ve edebiyatına muazzam katkılarda bulunmasına borçludur. Söz ustalığı, aykırı ifadeler, esprili diyaloglar, zekâ barındıran nükteli şiirler, İngilizceyi bizzat bu dilin güzelliklerini sergilemek için bir araç olarak kullanan Wilde'ın üslubunda önemli yer tutar. Sanat, estetik ve kişisel özgürlük üzerine düşünceleriyle Victoria döneminin tutucu ahlak anlayışına meydan okuyan Wilde, edebi mirasıyla olduğu kadar özlü sözleriyle de okurlarının kalbini fethetmiştir. Düşüncelerini ince mizahının süzgecinden geçirerek son derece çarpıcı ve benzersiz bir üslupla ifade edebilme becerisi onu yapıtlarından en çok alıntı yapılan yazarlardan biri haline getirmiştir. Bu derlemede, hayatın her alanından damıttığı bilgelikle dolu özlü sözlerini bulacaksanız.
Simyacı Romanı Özeti
Romanın kahramanı Santiago’nun anne ve babası rahip olması için onu papaz okuluna göndermiştir. On altı yaşına geldiğinde rahip olmak istemediğini, okuldan ayrılmayı ve gezginci olmak istediğini babasına söyler. Bunun üzerine babası da, oğluna içinde üç adet altın İspanyol parası olan bir kese vererek oğluna “git, kendine bir sürü al ve en iyi
·
Puan vermedi
“Ebeveynlerinizi değiştiremezsiniz ancak içinizde onları algılayış biçiminizi değiştirebilirsiniz…”
#seninlebaşlamadı gerçekten etkileyici bir kitap sayfa sayfa anlayarak okudum . Psikoloji, kişisel gelişim gibi konulara ilgi duyanların hem keyifle hem de kendilerine çok şey katacaklarını düşündüm bir kitap.Mark Wolynn kendi yaşadığı deneyimle
