Henüz 14-15 yaşlarında, ergenliğin başlarında, aşk hayatını toz pembe gören bir genç kız olsaydım belki severdim bu kitabı. O zamanda bunu okuyarak kendimi zehirlemiş olurdum ya neyse...
Ben ismine aldanarak aldım kitabı, öğrencisine değil de öğrencisinin hayatına dokunan bir kitap okuyacağımı zannetmiştim çünkü.
Lise son sınıf öğrencimiz ile edebiyat öğretmenimizin aşkını(!) okuyoruz bu kendini habire tekrar eden bu iki aşık arasında klişe esprilerle, anlamsız kıskançlıklarla dolu 800 küsur sayfa kitapta. Kızımız pek bir masum. Öğretmeni saçıyla oynayınca ona uzun uzun bakınca 'ay niye baktı ki bana, ay niye saçımla oynadı ki ehehe' tarzı bir kız.
Öğretmenimiz hınzır, esprili, yakışıklı, dövmeli, uzun boylu, biraz çapkın, çokça sadık (sjsjsj) tam bir bad boy...
Neyse ciddi olmam gerekirse bu kitabı okuyacak olan genç arkadaşlar varsa onlara seslenmek istiyorum. Zamanında belki çoğumuz bir öğretmenimize hayranlık duymuşuzdur. Aşk demiyorum bakın hayranlık. Fakat öğretmenin size aynı hislerle yaklaşması, yetmeyip saçınız bile olsa (farklı niyetlerle) dokunması suç, sapıklık arkadaşlar. Asssssla bu kitapta bahsedildiği gibi romantik bir şey değil.
Son olarak da kıskanmak hepimizin ruhunda var. Kitapta bahsedilen öğretmenimiz ise bunu arşa çıkarıyor kızımız da 'yiaa şapşik beni çok seviyor' modunda. Aşk böyle de bir şey değil. Şahsen erkek olsaydım ve sevgilim güzel bir elbise giymiş olsaydı karakterimiz gibi 'bu elbisenin yarısı nerde lan' demek yerine sanırım ona hayranlıkla bakardım. Neyse işte kısaca, okumayın bu kitabı:)))