Fahreddin Râzi şöyle der: Kâfirler Rasulullah (s.a.v.)'in doğuşundan o âna kadar ki davranışlarını görmüşlerdi. Onun bütün hallerini, hiçbir kitap mütâlaa etmediği, herhangi bir hocanın talebesi olmadığını ve kimseden bir şey öğrenmediğini biliyorlardı. Kırk sene geçtikten sonra onlara bu yüce kitabı getirdi. Bu kitap usûl ilminin en güzel kâidelerini, ahkâm ilminin inceliklerini, ahlâk ilminin güzel nüktelerini ve geçmiş milletlerin kıssalarındaki sırları ihtiva etmektedir. Âlimler ve edebiyatçılar onun benzerini getirmekten âciz kalmışlardır. Akl-ı selim sahibi herkes bilir ki, bu özellikleri taşıyan bir kitap, vahiyden başka bir yolla meydana gelmez.”
Her Şeye Egemen RAB diyor ki,
“İlk ve son benim,
Benden başka Tanrı yoktur.
Benim gibi olan var mı? Haber versin.
Ezeli halkımı var ettiğimden beri olup bitenleri,
Bundan sonra olacakları söyleyip sıralasın,
Evet, gelecek olayları bildirsin!
Yılmayın, korkmayın!
Size çok önceden beri söyleyip açıklamadım mı?
Tanıklarım sizsiniz.
Benden başka Tanrı
Bir cahile bir kitap miras kalır;
Cahil de hemen, bu kitabı alır,
Yol üstündeki kitapçıya uğrar;
Der ki: -'Bu kitabı vereyim sana,
Yerine sen üç beş kuruş ver bana;
O benim daha çok işime yarar.'