Günümüz edebiyatına dair yapılan eleştiriler, bir yargıya varmanın zorluğunun daimi örnekleri değil midir? Aynı kitap hem "şu harika kitap" hem de "şu beş para etmez kitap" diye anılır.
Kim miyim ? Nerede miyim ?
Söyleyeyim ;
“Ben ufacık, kara bir nokta gibiyim içinde. Sen ne denli müsaade edersen işte o kadar büyürüm. Ben büyüdükçe sen küçülürsün lakin anlamazsın. Zira gafilsin sen. Büyüdüm sanırsın.
• Ben düşmanım aslında sana. Ama sen düşmanına aşıksın.!
•Nefs denen celladın kılıçlarından biriyim ben. Bir yanım değil, her yanım keskin.!
•Üstadımın adı Nefs ve ben onun en kudretli askeriyim, ben insanın kibriyim.. “
•••
Gerçekten harika bir kitap, tavsiye ediyorum. Yeryüzünde tevazu ile yürümek gerekir.
Bir keresinde okuldaki sıra arkadaşının evine öğle yemeğine konuk olmuştu. O çocuğun annesiyle babasının bir pastaneleri vardı. Leopoldo o evde telefon rehberinin dışında tek bir parça kâğıt görmemişti. Ama o evde harika yemekler yemişti, kendi evinde hiç olmadığı kadar eğlenmişti. O arkadaşının anne babası hiç kitap okumamış olsalar bile gerçekten pek neşeli bir aileydiler. Peki, buna ne demeliydi? Kitaplar mutlu etmeye yaramıyorsa, başka neye yarıyorlardı?
Babam, sizin eğitim görmüş dediğiniz adamlardan değildi.
Hayatında yirmi kitap okuduğundan bile şüphe ederim.
Ama harika bir masal anlatıcısıydı. Her gece, bana bir uyku masalı uydururdu
ve en güzelleri de diziye dönüşen ve geceler boyu sürenlerdi.
Bunlardan biri, hiç kuşkusuz en azından elli gece sürmüştü,
“Koca Sevimli Dev” ya da