Bu kitabı okurken hissettiğim en yoğun duygu "hiçlik" oldu...Aslında kahraman seviyor yaşamayı ,sevgilisi var,komşuları arkadaşları,işi var ama bunlar sadece var...İçinde kalbinde çoğunun varlığını hissetmiyor,her şey olabilir gözüyle bakıyor :
"gezelim mi?" " olabilir"
"evlenelim mi" "olabilir"
"arkadaşım olur musun?" "olabilir"
olabilir,benim için önemli değil ama sen istiyorsan benim için de sorun yok anlamında sürekli dilinde.Ucundan yaşıyor gibi ya da bugün nefes alıyorum ya güneşi hissediyorum ya,gerisi önemli değil gibi...
Evde annesine bakacak hasta bakıcı parası olmadığını ve annesiyle birbirlerine söyleyecek cümleleri kalmadığını,bakımevinde daha iyi bakılacağını düşünüyor.Annesini bakımevine yollaması yüzünden toplumsal cani olarak görülüyor ama annesinin orada ne kadar mutlu olduğu,ikinci baharını yaşayarak nişanlandığı göz ardı ediliyor toplum tarafından. Ne kadar iyi niyetli aslında ...
Yabancı,tüm satırlar,cümleler boyunca adını hissettiren bir kitap...