Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ahlak Felsefesi

Murtaza Mutahhari

Ahlak Felsefesi Hakkında

Ahlak Felsefesi konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

İnsan doğruyu söylemeli; bu doğru kendi felsefesinin tümünü elinden alsa dahi. Dünyadaki cinayetlerin kaynağı olsa dahi doğruyu söylemek gerekir. Dünyadaki cinayetlerin önünü alacak, canları kurtaracak ve gerçekleri ortaya çıkaracak olsa da yalan söylememek gerekir! Acaba vicdan böyle bir hüküm verir mi gerçekten? Ruhunun yalan söylemeye alışmaması için, mecburiyetin olduğu yerde aklına bir şey getir, diline de başka bir şey. Her insanın iç yüzünde insana iyi işleri yapmayı emreden ve kötü işlerden alıkoyan ahlâkın değerli bir münâdisi vardır. Güzelliğin aşkı doğurduğunu düşünen insanlara karşı, bunun tersi olduğunu, yani aşkın güzelliği doğurduğunu söylemektedirler. Dönen bu gökyüzünün dönüşü, gökyüzünün namaz, kulluk ve ibadetidir; sallanan bu yer de aynı şekilde. Yağan yağmurun yağışı onun kulluğudur, akan suyun akışı da onun ibâdet ve kulluğudur. Bizim iç yüzümüzde başkası dost olarak yer almaz. Her iki âlemi de düşmana ver, zira bize dost olsan yeter. Ne insanların ayakları altında ezilen bir karıncayım, Ne de insanların sokmamdan dolayı inledikleri bir arıyım. İnsan aşağılık bir nefse sahip olmadıkça büyüklenmez.
Çevirmen:
Hasan Almaz
Hasan Almaz
Tahmini Okuma Süresi: 8 sa. 50 dk.Sayfa Sayısı: 312Basım Tarihi: 2010Yayınevi: Ağaç Kitabevi
ISBN: 9789759044343Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 37.3
Erkek% 62.7
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Murtaza Mutahhari
Murtaza MutahhariYazar · 82 kitap
1920 yılının Şubat ayında Horasan eyaletine bağlı Feriman kasabasında dindar bir ailede dünyaya geldi. Çocukluk yıllarını mektepte okuyarak geçiren Mutahhari, 12 yaşında iken, Meşhed dinî ilimler medresesinde İslâmî bilimler alanında öğrenim görmeye başladı. 1938 yılında, dönemin İran şahı, Rıza Şahın mollalara karşı verdiği sert mücadeleye rağmen dinî derslere devam etmek amacıyla Kum kentine yerleşti.rnrn Burada, dönemin ünlü alimlerinden Ayetullahil-Uzma Şeyh Abdulkerim Hairînin vefatından sonra yerine geçen üç büyük alim yani, Seyyid Muhammed Huccet, Seyyid Sadruddin Sadr ve Seyyid Muhammed Takî Hansarînin yanında okumaya başladı.rnrn 15 yıl süren Kumdaki hayatı süresince, fıkıh ve usul derslerini rahmetli İmam Humeynî ve Ayetullah Burucerdînin yanında, Molla Sadra felsefesi, ahlak ve usul, ilahiyat, İbni Sinanın Şifası ve daha bir çok dersleri Ayetullah Seyyid Muhammed Hüseyin Tabâtabâînin yanında okudu. Ayrıca bu süre zarfında irfan derslerini Ayetullah Mirza Ali Ağa Şîrazîden aldı. Kumda bulunduğu sürece öğrenimin yanı sıra, sosyal ve siyasal sahalarda da faal bir şekilde bulunuyordu. Bunlardan bir tanesi, İslâmın Fedaileri teşkilatıyla irtibatta olmasıydı.rnrn 1952 yılında Tahrana yerleşen Ayetullah Mutahharî, Mervî medresesinde araştırmaya başladı. 1955 yılında, "Öğrenciler İslâmî Cemiyetinde" ilk tefsir toplantısını düzenledi. Aynı yıl Tahran Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde öğretim üyesi olarak görev aldı. 1959 yılında Müslüman Tabipler Cemiyetine konuşmacı olarak davet edildi ve sürekli olarak bu işi devam ettirdi. Burada yaptığı ilmi konuşmalar daha sonra ondan geriye kalan önemli konular haline geldi.rnrn 1962 yılından itibaren İmam Humeynînin en faal yaranlarından oldu. Öyleki 15 Hordad ayaklanmasının asıl organizatörlerinden birisiydi. Haziran 1963de rejim aleyhine yaptığı bir konuşma sonucu tutuklanarak hapse atıldı ancak kısa süre sonra serbest bırakıldı.rnrn İmam Humeynînin sürgüne gönderilmesiyle birlikte Şehit Mutahharî ve fikir arkadaşlarının görevi daha da ağırlaştı. O, bu dönemde toplumun ihtiyacı olan konularla ilgili kitaplar yazmaya ve çeşitli toplantılarda uyarıcı konuşmalar yapmaya başladı. İslâmî harekete kendini adayan Mutahharî, hareketin İslâmîleştirilmesi yönünde çok büyük ideolojik mücadele verdi. 1967 yılında "Hüseyniye-yi İrşâd"ı kurdu. Bir süre sonra Filistinlilere yardım kampanyası başlatarak İsrail aleyhine sert bir konuşma yaptıktan sonra tutuklanarak hapse konuldu ve tek kişilik hücrede tutuldu. Herşeye rağmen mücadelesine devam eden Mutahharî 1974 yılında konuşma yapması yasaklandı ve bu yasak İslâm İnkılabının zaferine kadar sürdü.rnrn 1976 yılında İmam Humeynî ile görüşmek niyetiyle Iraka gitti ve devrimin önemli meseleleriyle ilgili istişarede bulundu. İrana döndükten sonra İran halkını rejime karşı ayaklanmaya ve yürüyüşe davet etmeğe devam eden Mutahharî, İmamın sürgünden İrana dönüşünde karşılama törenlerini organize etti. Devrimden sonra büyük sorumluluklar üslendi, ancak çok geçmeden devrimden bir yıl sonra,1980 yılı 2 Mayıs günü saat 22:20 sularında "Furkan" grubu tarafından suikasta uğradı ve başına isabet eden bir kurşunla şehit oldu.