Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Alemlere Rahmet Hz. Muhammed - Ebedi Mucize Kur'an-ı Kerim

Osman Nuri Topbaş

Alemlere Rahmet Hz. Muhammed - Ebedi Mucize Kur'an-ı Kerim Gönderileri

Alemlere Rahmet Hz. Muhammed - Ebedi Mucize Kur'an-ı Kerim kitaplarını, Alemlere Rahmet Hz. Muhammed - Ebedi Mucize Kur'an-ı Kerim sözleri ve alıntılarını, Alemlere Rahmet Hz. Muhammed - Ebedi Mucize Kur'an-ı Kerim yazarlarını, Alemlere Rahmet Hz. Muhammed - Ebedi Mucize Kur'an-ı Kerim yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"-Ben Kur'ân'ı seviyorum." demek kâfi değil. Kur'ân'ın ahlâkı bize ne kadar sirâyet ediyor? Kur'ân hükümleriyle ne kadar amel edebiliyoruz? Yavrularımızın ne kadarını Kur'ân Kurslarına gönderip onlara Kur'ân kültürünü ve ahlâkını kazandırabiliyoruz? Kıyamet gününde Kur'ân'ın bize ya şefâatçi ya da -ihmâlimiz sebebiyle- şikâyetçi olacağını ne kadar tefekkür edebiliyoruz? İşte bu nevî sualleri kendimize sık sık sormalıyız...
Kur’ân-ı Kerîm, kaynağı Cenâb-ı Hak olan dört semâvî kitabın sonuncusudur. Hak Teâlâ, gönderdiği kitaplardan yalnızca Kur’ân-ı Kerîm’i kıyâmete kadar koruyacağını taahhüd etmiştir.
Reklam
Zaten o hakikat ummânını bütünüyle idrak, asla mümkün değildir. Çünkü Kur'ân, âciz bir insanın ilmi değil, bu dünyadaki bütün ilimlerin kaidelerini vazederek insanlara lütfeden Rabbin sonsuz ilminden bir tecellidir.
Osmanlı’nın hiçbir İslâm devletine nasîb olmayan altı yüz küsur senelik ihtişâmı, asıl mâneviyata verdiği ehemmiyetten kaynaklanmıştır. Osman Gâzi’nin meşhur bir rivâyete göre, misâfir kaldığı bir evde, odada Kur’ân-ı Kerîm bulunması sebebiyle geceleyin ayağını uzatıp yatmaması; Yavuz Sultan Selim Hân’ın mukaddes emânetleri büyük bir tâzîm ile İstanbul’a getirip, kırk hâfız tâyin ederek onların başında asırlarca sürecek bir sûrette kesintisiz olarak Kur’ân-ı Kerîm okutması, Osmanlı Devleti’nin dillere destan büyüklüğünün temel sebeplerindendir.
Hadis-i şerifte buyrulur: “Çoçuklarınızı üç hususta yetiştirin: -Peygamber sevgisi, ehl-i beyt sevgisi ve Kur’an kıraati… Çünkü hamele-i Kur’an (Kur’an’ı öğrenen, öğreten ve bu yolda hizmet edenler), hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde, peygamberler ve Hak dostları ile birlikte Arş’ın gölgesindedirler.”
Reklam
Kur’ân’ın her kelimesi, onu telakki eden kimselerin idraki kadar olmayıp aksine sonsuz bir mânâ derinliğine sahiptir. Lakin insanların ekserisine lazım olan, onun zahiri muhtevasıdır. Bu da beşer hayatını mükemmel bir surette tanzime kafîdir.
Kur’an-ı Kerîm, kesafetten arınmış ve nûraniyete bürünmüş bir gönle sırlarını açar.
Kur’an’a dayanarak konuşanlar doğru söylerler. Onunla hüküm verenler isabet ederek adil davranırlar. Onu tatbik edenler ecir kazanır ve ona çağıranlar dosdoğru yolu bulurlar.
83 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.