Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Amerika
Franz KafkaAmerika Yorumları ve İncelemeleri
Amerika yorumları ve incelemelerini, Amerika kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Amerika puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu kitabı bir daha ne görmek ne ismini duymak istiyorum hayatımda okuduğum en boş kitaplardan biridir. Saf ötesi çocuğumuz Karl'ın Amerika yolculuğu ve bununla birlikte başına gelenler anlatılmaktadır. Saf ötesi diyorum çünkü gerçekten öyle. Kitap boyunca sanki kendimmiş gibi yorumlar yapmıştım "hayır oraya gitme Karl, onlarla arkadaşlık etme Karl"... gibi gibi .. her seferinde bu kadar da olmaz derken saflığıyla şaşırttı ben hayatım boyunca böyle hatırlayacağım bu kitabı, size iyi okumalar
Amerika (Kayıp), Franz Kafka’nın en sevdiğim eserlerinden birisidir. Bu romanı, diğer romanlarından birçok yönden daha farklıdır. Sonraki yapıtlarına nazaran daha akıcı anlatısıyla, daha fazla umut ve mizahi unsur barındırmasıyla dikkat çeker. Bu eserde, Amerika’daki kapitalizmin temellerinin nasıl atıldığını çok güzel anlatılmıştır. Ve romanın
Yazarını bilmeden okusanız Kafka'ya ait olduğunu bilemeyeceğiniz bir eser Amerika. Onun ölümünden 3 yıl sonra arkadaşı tarafından yayımlanmış ve Kafka'nın ilk romanıymış. İlk romana göre çok başarılı hatta diğer eserlerine göre daha renkli bir kitap. Hatta bana Rus klasiklerini anımsattı. Parasızlık, sefalet, kimisi çok ciddi, kimisi aldırmaz ve abuk subuk davranan insanlar.
Kısıtlı imkanla ailesi tarafından Avrupa'dan Amerika'ya yollanmak zorunda kalan Alman genci Karl'ın Amerika'nın zengin kesiminin hayatını da, yoksulların hayatını da tatması anlatılıyor.
Klasik Kafka tarzının dışında umut eden ve yerine göre neşeli tarzı olan bu genç şanssızlık eseri iki kişi ile kısa süreli arkadaşlık kurar. Fakat o kısa süreli dostluk Karl' ı hem işinden, hem de çevresine yansıttığı itibarından eder.
İşte özellikle buradan sonrası bahsettiğim Rus klasikleri havasında ilerliyor. Burada yine Kafka tarzının dışında diyebileceğim bir şekilde, kitabın çok akıcı olduğunu söylemek istiyorum. Farklı bir Kafka okumak isteyenler için özellikle tavsiyemdir.
Kitapla ve sevgiyle kalın...
Kitap tam bir Kafka klasiği olmaya başladığı sırada bitiveriyor. Olay örgüsü ve karakterler bakımından Dava'nın kıyısından köşesinden geçemez ama bunun nedenini kitabın tamamlanmamış -bence- olmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Kitabı okurken hep şu soruları soruyorsunuz: Plan ne?, Amaç ne? ve Neden? .
Kitabın baş karakteri sinir bozucu bir şekilde saf, yan karakterler yine aynı derece de cingöz.
Kafka tarzına alışkın olmayanlar için sıkıcı bile denilebilir ama yine de yazara dair bir fikir edinmek isteyenlerin alıp bakması gereken bir kitap.
Kafka etkisi ile karakter olur olmaz binlerce engelle karşılaşır ulaşmak istediği yere varma çabasında. Standart bir durumdur. Hemen hemen her kitabında bu erki görülür.
Amerika kronolojik olarak diğer eserlerinden sonra ortaya çıktığı için artık yazım ve ilerleyiş anlamında bir oturmuşluk söz konusudur. Karl Rossmann adında Avrupa'dan Amerika'ya göç eden bir gencin, umutlarını, içinde bulunduğu durumlarla mücadele çabalarını, yeni bir ülkenin verebileceği fırsatları değerlendirmeye çalışan tecrübesiz ve saf bir karakterin kara mizah içeren serüveni sırasında şaşkınlığına tanık oluyoruz.
Kesin ve belirli bir son ile şekillenmeyen birçok Kafka eserinde gördüğümüz üzere bu eserde de konu bir yere bağlanmıyor. Sürekli bir küçülen ve eriyen genç bir adamın beklentisizleşmesi sürecini akıcı bir üslupla takip ediyorsunuz.
Sonunda yaşam tercihlerinin, hep bir ölümü gösterip sıtmaya razı etme sorunu olduğunu hissettirdi.
Bu kitap benim için çok farklı bir kitaptır. Başlarda adeta en sevdiğim yazar, kitap ve film olma özelliklerini barındıran Mario Puzo – Baba romanının ‘Flashback’ sahnelerini yaşar gibi oldum. Neden?
Karl Rossman, Amerika’ya yollanan bir çocuktur. Önce New York ve ardından gittiği yerlerde başına gelenler anlatılır. Bir Amerikan kültürü ve bu Amerikan Rüyası üzerine gözlemler ve yorumlar vardır kitapta. Karl karakterini size nasıl anlatsam diye çok düşündüm ve şöyle bir açıklamayı uygun gördüm ben: Oldukça naif bir insan olan Karl, herkese çok çabuk güveniyor, kimse hakkında kötü düşünmüyor, sonunda da sürekli kazık yiyor. Bu şey değil mi ya? Neyse.
Hepimizin asla susmak bilmeyen bir iç sesi vardır, kimileri buna vicdan diyor ama onun herkeste olmadığını düşündüğümden ben de iç ses demeyi uygun buluyorum. Bu ses öyle zamanlarda öyle şeyler anlatır ki bir bardak su içerken yeri gelir kırk kere düşündürür insanı. İşte bu sesin canlandığını, ete kemiğe büründüğünü ve karşınıza çıktığını hayal edin. Evet bu düşünceler de kendine bu satırlarda yer buluyor. Yani çok önceden beri olan bir şeymiş bu ses. Bunu bilmek mutlu etti. Bazı şeyleri başkalarında görene kadar yalnızca kendimizde olduğunu zannedip üzülüyor olmak kötü bir durum biliyorum. Bunlardan da yavaş yavaş kurtuluyoruz.
İyi okumalar diliyorum..