Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
Anna Karenina
Lev TolstoyEn Yeni Anna Karenina Yorumları ve İncelemeleri
En Yeni Anna Karenina sözleri ve alıntılarını, en yeni Anna Karenina kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
8.710 üzerinden
sosyetenin ahlak, duygu ve düşünce dünyası
Bu kitabı lev tolstoy hakkında biraz bilgi sahibi olarak şöyle yorumluyorum.
Tolstoy, hayatın ve yaşamın anlamını sorgulamış ve aydınlanmış biri olarak, bu kitapta soylu, zengin ve bürokrasi kesiminin iğrenç bulduğu; inanç, Düşünce, yaşam, davranış ve duygularını yerden yere vurmuştur.
Karakterlerin tamamı tatminsiz, şüpheci, kibirli, çıkarcı, doyumsuz hatta duygu ve düşünceleri paranoyak kişilikler.
Karekterlerin bazıları; kötü, az kötü ve daha az kötü karakterler, içlerinde normal insanla karşılaşmak çok zor :) Normal olan insanlar sadece köylüler! kitabı okuyanlar ne demek istediğimi anlamıştır.
Yazar; insanlığın, inançların, gerçek sevginin, ahlakın olmadığı bir toplum hayatının asla huzur getiremeyeceğini anlatmış.
Çok uzun sürecek analize girmeyip roman/kitap hakkında söyleyeceklerim aşağıda.
Anna ve Vronski arasındaki hiç bir din ve ahlak ölçüsü olan toplumlara uymayan bir ilişkinin öyküsü.
Evli ve çoçuğu olan Annaya, ilk görüşte tutulan delikanlının arasında yaşanan tutkunun (aşk değil) hikayesi, romanda aldatan aldatana! Bu ilişki yüzünden zarar gören iki gencin tekrar bir araya gelmesi ve evlenmesi, Anna'nın ruh sağlığının bozulup intihar etmesi Vronski'nin yıkılmasını anlatıyor. Bu son kimine göre; etme bulma, hak ettiğini buldu, ilahi adalet.
Akıcı bir roman ama bazı yerlerde çok aşırı betimlemeleri var bu da yazarın okuyana olayı geçirme isteği.
·
Puan vermedi
Anna Karenina’yı okurken geçmiş yüzyıllara bir seyahat edip geliyoruz.
Tolstoy, romanında dönemin toplumsal şartlarını, karakterlerin ruhsal çelişkilerini incelikleriyle işliyor.
Bir yandan balolara katılıp, Anna Karenina’nın çarpıcı güzelliğiyle dans edişini seyrediyor, bir yandan ise Levin’le trene atlatıp köye gidiyoruz. Bu iki zıt hayatı yaşayan karakterlerin yaşam akışının birbirlerine ustaca harmanlamasını okuyoruz.
Her karakterin kendine has bir dünya görüşü var. Köy işleriyle ilgilenen, mutluluğun köyde yaşamakta olduğunu düşünen Levin’in bolca felsefi düşüncelerine yer verilen dev bir yapıt.
Anna Karenina’nın örnek, saygın ve imrenilesi hayatının, yakışıklı subay Vronski ile karşılaştığı an değişmesiyle yön buluyor olaylar silsilesi.
Anna’nın cesareti etkiliyor en çok beni.
Bir çırpıda okunup biten bir kitaptı. Çok ama çok keyifliydi.
Ustaca betimlenmesiyle sahiden her şeyi bir köşeden seyrediyormuşsun gibi hissettiriyordu.
Okuyacaklara şimdiden iyi okumalar diliyorum…
(spoiler)
Sonunda bitti ama birçok şey beklediğimden farklı şekilde sonlandı. Anna'nın dışında herkesin bunu yapabileceğini düşünmüştüm ama ondan böyle bir son nedense beklemiyordum. Bu kitapla geçirdiğim süre boyunca sıkıldığım da merakla bir sonraki sayfaya geçtiğim de oldu. Genel olarak ele alırsam okuması keyifliydi. Tüm karakterleri, düşünce dünyalarını bu kadar yakından görünce yaşanan olayları okumak daha anlamlı oluyor. Doğruyu söylemek gerekirse Levin ve Kiti'nin sonunun mutlu olmasını beklemiyordum ama böyle olması da gerçekten hoşuma gitti. Vronskiy ve Anna'nın sonunun da mutsuz olmasını beklemiyordum ama sonuçta sağlam temellere dayanmayan her şey bir gün yıkılmaya mahkumdur.
Allah'ım çok şükür bitti. Yemin ederim tek bir satırını bile sevmedim. Neden ısrarla okudum, derseniz de başladığım bir kitabı yarın bırakamam ben. Tolstoy kalemi güzel ancak kurgu çok kötüydü bence. Öncelikle kitabın adı neden Anna Karanina? Hiç anlamadım. Anna, kitaba maksimum 200 sayfalık bir katkı sağlıyor. Ana kitap siyaset, dönem politikası ve diğer karakterler üzerinde ilerliyor. Yahu Lenin kitabın daha ana karakteri gibiydi.
Üzgünüm ama dönüp tekrar okumam ben. Benim için kötü bir kitaptı, sevmedim hiç. Hatta hayattan soğudum bitirene kadar.
Nerdeyse çoğu rus romanı gibi bu kitabın da en kötü tarafı karakterlerin isimleri ve birbirinden farklı lakaplarıydı. Ne kadar not alarak okuduysam ve kafam çorba gibi olsa da kitabı okumak gayet zevkliydi. Fakat dediğim gibi naçizane tavsiyem not alarak okumanız. Okuma yaşı konusuna gelirsek o kişinin isteğine ve ilgi alanına göre değişir örneğin kitap okumayı sevmeyen betimlemelerden sıkılan birisi bu kitabı okuyamaz okusa dahi anlayamaz çünkü anlamak yerine ne zaman biteceğini düşünür büyük ihtimalle. Kitap ara verip verip durulmaz ise akıcı ve içine çekiyor kafada da çok güzel canlandırabiliyorsunuz. Benim pek ilgim olmadığı icin bazen beni sıkan kısımlar oldu bunlar sadece siyasi veya politik bölümlerdi fakat fazla bulundukları söylenemez. Genel olarak konusu sosyetede yaşanan yasak ilişkiler diyebilirim. Okumak isteyen tereddütte kalan varsa öneririm okuduğuma pişman olmadığım kitaplardan birisi.
Anna Karenina, Anna ve Levin'in ayrı ayrı hikayeleri üzerinden gidiyor. Ben Levin ve Kiti olan kısımları daha çok sevdim. Anna'yı anlayıp ona hak veremedim. Çünkü yaptıkları benim için kabul edilemez şeylerdi. Tolstoy'dan okuduğum bilmem kaçıncı kitaptı ama bu kitabın yeri bende hep başka olacak eminim. Klasik kitap severlere mutlaka tavsiye edeceğim 1064 sayfalık bir macera. Kalınlığına bakmayın akıcı ve kendini merakla okutturuyor. Keyifli günler dilerim.
Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910): Savaş ve Barış, Diriliş ve Kreutzer Sonat'ın büyük yazarı, sadece toplumsal olayları değil, bireyin duygularını da olağanüstü tasvir yeteneğiyle aktarmıştır. Yazar, en ünlü eserlerinden biri olan Anna Karenina'da evlilik, aşk ve ölüm konularını derin bir gözlem gücüyle ele almış, muhteşem edebi dehasıyla işlemiştir. 1875-1877 yılları arasında Ruskiy Vestnik dergisinde tefrika edilen romanın ilk baskısı 1878'de yapılmıştır.
Pek çok yazar ve eleştirmen Anna Karenina'yı gelmiş geçmiş en büyük roman saymaktadır. Tolstoy'un bu büyük eseri birçok kez sinemaya da uyarlanmıştır. Anna Karenina, 19. yüzyıl Rus toplumunun ruhsal dalgalanmalarına çarpıcı bir aşk ve ihanet anlatısıyla ışık tutan bir başyapıt.
Güzelliği ve nezaketiyle çevresinde hayranlık uyandıran Anna Karenina’nın mutsuz ve monoton bir evliliği vardır. Üst düzey bir devlet memuru olan Aleksey Aleksandroviç ile evliliğinde tek tesellisi oğludur. Ağabeyi ile yengesinin aralarını düzeltmek için gittiği Moskova’da yakışıklı ve genç kont Vronski ile tanışması, Anna’nın hayatında dönüm noktası olur. Tolstoy, Anna Karenina’da sıradışı bir gözlem gücü ile aşk, evlilik, ihanet gibi temaların izini sürerken roman sanatına yepyeni ve uzun soluklu bir boyut katar. Modern dünya edebiyatının otoritelerince gelmiş geçmiş en iyi romanlardan biri olarak kabul edilen Anna Karenina, güncelliğini daima koruyacak bir eser.
“Anna Karenina dünya edebiyatındaki en büyük aşk hikâyelerinden biri. Tolstoy’un kusursuz üslûbunun büyüsü her sayfada hissediliyor.”
VLADIMIR NABOKOV
Eser, 1870'lerin Rusya'sında, toplumun üst sınıfına mensup kimseler arasında yaşanan birbirinden bağımsız iki aşk macerasını anlatır. Olaylar Moskova'da, Sankt-Peterburg'da ve asilzadelerin yazlık malikanelerinde geçer. Romanda dürüst bir evliliğin mutluluğu ile yasak bir ilişkinin düş kırıklıkları karşılaştırılır; sadakat, tutku, kıskançlık gibi temalar işlenir; bir yandan da o dönemde Rusya’da kadınların durumu, eğitim reformu gibi konular dile getirilir..
Bu kitabı okurken ilk defa hissettiğim bir şey hissettim, kitabın evreninde gibiydim. Yani kitap beni oyle içine çekti ki kendimi 19. yüzyılın Rusya'sında hissettim. Anna'nın kendi kendinin sonunu getirdiğini düşünüyorum. Kitapta en ilgimi çeken şey kitabın Rusya'daki sosyo-kültürel duruma sürekli değinmesiydi. Kitap okurken en çok hoşuma giden şey aynı zamanda o dönemi anlayıp, o dönemin tarihini öğrenmektir. Bu kitap her türlü bu isteğini karşıladı. Anlatım dili çok güzeldi. Kitabı uzun olduğu için okumamazlık yapmayın ya da kısaltılmış versiyonunu okumayın. Kesinlikle önerdiğim mükemmel bir eser.
Kitap güzel sürükleyici ve etkileyici yalnız Levinin köy tarım konuları bazı yerlerde çok uzatılmış
Ana karakterlere çok fazla isim verilmiş kiti ,katya, katerina ,yekaterina... Stephan arkadyiç ,oblonskiy...Darya aleksandorvna ,doli...
Yani bi o isim bi diğer isim ama aynı kişi
Ama merak ettiğim şey Anna yengesini aldatan erkek kardeşinin eşiyle konuşmak için o trene binmesedi vronskiy 'i tanımasaydı bu dediğinin farkında mıydı ?
"Dindar, iyi ahlaklı, namuslu, akıllı bir adam diyorlar; ama onlar benim gördüğümü görmüyor. Sekiz yıldır hayatımı nasıl mahvettiğini, içimde canlı olan her şeyi nasıl boğduğunu, benim aşka gereksinimi olan capcanlı bir kadın olduğumu bir kez bile düşünmediğini bilmiyorlar. Her adımda beni nasıl aşağıladığını ve yaptığı şeyden hoşnut olduğunu bilmiyorlar. Yaşadığım hayatı haklı çıkartmak için bütün gücümle çabalamadım mı? Onu sevmeye, kocamı sevmek olanaksız olunca oğlumu sevmeye çalışmadım mı? Ama zaman geçti, artık kendimi aldatmayacağımı, dipdiri bir kadın olduğumu, bunda benim suçumun olmadığını, Tanrı'nın beni böyle yarattığını, benim için sevmenin ve yaşamanın gerekli olduğunu anladım.
Farkındaysa neden mutsuz evliliğine devam ediyordu ? Vronskiy'i tanımsaydı ayrılır mıydı ?
Tolstoy'un Anna Karenina'sı çok çeşitli insani duygulara ve zayıflıklara dair harika içgörüler içeriyor; bunların çoğu, romanın ilk kez 1878'de yayımlandığı zamanlardaki kadar bugün de geçerli.
Bunlar arasında sadakatsizlik, paranoya, uyuşturucu ve alkol bağımlılığı, takıntılı arzular, aile hayatının baskıları, ikiyüzlülük, dini
Tolstoy’un Madame Bovary’den esinlenerek yazdığı bu şaheserde, Madame Bovary’nin sığlığı karşısında Anna’nın duygularının derinlemesine aktarılması tokat etkisi yaptı bende. Lisedeyken okuyup bende çok yüzeysel kalan şu kitap var ya gelmiş geçmiş en güzel eserlerden bir tanesidir. Gün içinde durup durup Tolstoy, şu Anna’nın hislerini nasıl böyle aktarabildi diye sorguluyorum. Üniversite çağında olan herkese özellikle kadınlara sesleniyorum: OKUYUN!!
Kitaba karşı önyargılıydım. Ama beni ilk sayfada içine aldı. O dönemi ,ailelere ,baloları, ilişkileri ,dini, ruh hallerini,iç konuşmaları , vs . Karakterleri de o kadar güzel anlatmış ki bütün karakterleri çok sevip benimsedim. Kesinlikle okunması gereken bir kitap.
Anna,kardeşi Stepan Arkadyiç Obloskiy(Stiva) ile eşi Darya Aleksandrova'nın arası bozulunca Anna ,aralarını düzeltmek için onlara gider. Tren istasyonunda yakışıklı Subay Vronskiy'in ile tanışır . Anna'nın baş döndürücü güzelliğinden etkilenir . Anna da etkilenir tabi Vronskiy'den. Vronskiy ,Doli'nin kız kardeşi ile zaman geçirmektedir. O dönemin popüler baloları meşhurdur :)) Baloda denk geldiklerinde Vronskiy Kiti ile ilgilenmez,Anna ile ilgilenir. Ve aralarında kopmaz bir sevgi,tutkulu,hastalıklı bir sevgi oluşur . Anna ise evli bir erkek oğlu Sergey vardır. Annan'ın kocası Aleksey Anne-Babasız büyümüş. Sevgisini çok belli etmeyen ,devlet kademesinde üst rütbede olan bir karakterdir.
Anna ve Vronskiy tüm dedikodulara ,dışlanmalara,