" Ben bir zindanın içindeyim . Tüm dünyayı gördüğümü sandığım küf kokulu ve karanlık bir zindan. Sen geldiğinden beri bir kapım ,pencerem ve alabildiğim nefeslerim var . Yani asıl ben teşekkür ederim var olduğun için."
***
Ada tüm sevdiklerini kaybettiği kamp gezisinden sonra teyzesinin peşinden Kanada'ya sürüklenir, Tam burada ise onlara saldıranların sıradan kurt
olmadığını Ali'yle birlikte keşfetmişti. Aleut ve Remus evleri Kanada'nın bu bölgesinde iki yana ayrılmıştı. Aleutlar kuzeye Remuslar ise güneydeydi. Bunların tam ortasından geçen patika ise sınır, daha doğrusu tarafsız bölgeydi.
Ada saldırıdan kurtulduktan sonra hafızasını kaybetmiş, fakat zamanla parça parça kazanmıştı. Hatırladığı anılardan biri de aldığı darbeden acı içinde kıvrılan Kerim'i öldürmesiydi. Ada nişanlısını, sevdiği adamı dişleriyle öldürmüştü.
Ada çareyi kendini güçlendirnmekte bulmuştu. Hem fiziksel hem de zihinsel olarak. Dawson, ona bu konuda tahmininden çok daha fazla yardımcı olmuştu.
***
Uzun zamandır okumayı planladığım bir seriydi. Kesinlikle hak ettiği değeri bulamadığını düşünüyorum. Abartılması gereken bir seri olduğunu düşünüyorum.
Bir fantastik kitap okuru olarak benden tam not aldığını söyleyebilirim.
Yazılanları birinci kişi ağzından okumayı sevdiğim için yazarın ağzından yazılmasını tek sevmedim.
Genel olarak okunabilir yalın sade bir dil kullanılmış.
İkinci kitabı okumak için sabırsızlanıyorum.
Av Dönencesi ’nin yorumu ile sizlerleyim...
Ailesi ve nişanlısıyla gittiği kamp gezisinde herkesi kurt saldırısında kaybeden Ada, bu kurtların sıradan hayvanlar değil Remus kurtları olduğunu öğrenir ve intikam almak için Aleut kurtlarıyla