Serinin üçüncü kitabınin da sonuna gelmiş bulunuyoruz. Bir önceki kitapta Ada ile Dawson'i, Amona'nin hain saldırısıyla baş başa bırakmıştık. Şimdiyse her şey hem kaldığı yerden devam ediyor hem de bambaşka olaylarla bizlere bir sonraki kitabın ana konusu hakkında bir fikir veriyor. Dawson,muhurden kurtulsa bile ailesini tehdit eden bir büyücü meclisi var. Savaş kaçınılmaz. Üstelik Ada hamile ve doğumunda ölme ve bu uğurda bir fedakarlık yapma gibi bir durum söz konusu. Geçmişten gelen karakterler ve Ada'nin ailesinin birazcık daha genişlemesiyle kitap tadından yenmez bir hal alıyor. Ikili ilişkiler ve aralarinda yasananlar lütfen biraz daha uzun yazzzzzz Büşra dedirtiyor insana. Tüm bunların haricinde her zaman ki gibi Büşra yine kalemini konuşturmuş. Bazı sahnelerin yerini değiştirip, bazı yerlere de eklemeler yapmış. Hele o sonu... Benim ilk okuduğum halinden bile daha iyi olmuş. Resmen dördüncü kitaba sağlam bir konuyla gireceğim, hazır mısınız diye baş bas bağırıyor. Böyle çok daha güzel, çok daha akıl çelici olmuş Uzun uzadıya yazmak istediğim çok fazla şey olsa da yapamıyorum. Ada'nın, Dawson için düşündüğü sözlerde olduğu gibi "Keşke onu ne kadar sevdiğini anlatabileceği bir dili olsaydı." Diyor ve bu seriyi nasıl sevdiğimi anlatacak bir yolu bulamadığımı söyleyerek,çekiliyorum. Okuyun... Okuyun 🤗🤗🤗