Ayvayı Yedik Müzesi
Kitabın başlığına bakınca aklıma ilk, deyimin mecaz anlamı - kötü bir durumla yüzyüze gelmek- gelmişti. Acaba gerçekten öyle mi?
Çılgın bir babanne, trenle dünya turuna çıkmaya karar verirse ve toruna ardında sapsarı bir ayvayı hediye bırakırsa sizce neler olabilir?
Torunu Rüya şaşkındır. "Bir ayvayla ne yapabilirim ki" diye düşünür durmadan. Bir bulmaca çözer gibi ayvanın sırrını çözmeye çalışır. Gerçi doluya koyar almaz, boşa koyar dolmaz. Ama neyse ki aklına bir fikir gelir. Hemen babasının yanına koşar.
Babasından, babannesinin kitlesi yüksek sosyal medya hesaplarından bir paylaşım yapmasını ister ve bunun için bir mektup yazar.
Mektupta, babannesinin kendisine bir ayva verdiğini, ayvayı afiyetle yediğini, çekirdeklerini de kolye yapıp taşığını, hatta ailesiyle bir ayva müzesi kurduğundan uzun uzadıya bahseder.
Nihayetinde ise okuyuculardan "Bir ayva ile ne yapabiliriz?" sorusuna, verdikleri yanıtı bir kağıda yazıp, yedikleri ayva çekirdekleriyle beraber, müzeye göndermelerini ister.
Müzeye öyle ilginç cevaplar gelir ki.. Babannesinin "Önemli olan ne anlattığın değil. Önemli olan nasıl anlattığındır." sözünü an be an haklı çıkarır.
"Haydi bildiğin bir fikir var. Müzedeki yüzlerce ayva çekirdeğin toprağa ekmeğe gidiyoruz. Eğer sen de bir ayva yersen, ayva çekirdeklerini biriktirip, toprağa dikerek, Ayvayı Yedik Müzesi'ne bir ağaç kazandırabilirsin.
Peki sence bir ayvayla neler yapılabilir? " (syf 64)