Mescitlerin yol ittihaz edilmemesi hakkında Hazret-i Peygamber'in emri dolayısıyla camileri “yol geçen hanı” yapmazlar, hatta avlularına abdestsiz girmezler, girerlerse bile abdest almak için girerlerdi. Çünkü Resul-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz, mecsitlerin süpürülüp temiz tutulmasını, güzel kokulu şeylerle tütsülenerek pis kokulardan kurtarılmasını, soğan, sarımsak, pırasa, turp gibi sebzeleri yiyenlerin ağızlarındaki koku geçinceye kadar mescide gelmemesini, üstünde bit bulunanların onu ortaya atmayıp toprağa gömmesini, mescide gireceklerin pabuçlarını çevirip alılarına bakmasını, eğer kirli ise toprağa sürtüp temizlemesini, abdest almak için mescit kapısında dolu ibrikler bulundurulmasını, mescit dâhiline tükürülmemesini, tükürmeye mecbur olanın onu toprakla örümesini, çocukların, delilerin mescide sokulmamasını, mescit içinde alışveriş edilmemesini, bağırılıp çağırılmamasını, silahla içeriye girilmemesini emreder, mescitlere karşı ifası lâzımgelen hürmet ve edebi talim buyururdu.
Namaz kıldıran bir imam, kıble duvarına tükürmüş olduğu için onu imamlıktan azleumiş, bir defa mescit duvarında gördüğü bir tükürüğü bizzat toprakla izale etmişti.