Kıbrıs meselesi ile yakın ilgim 1956 yılında başladı. Önce Adnan Menderes'in, sonra İsmet İnönü'nün Başbakanlığı sırasında verilen görev dolayısıyla işin içine girdim. Bu kitap 1. İnönü'nün 1965'te Başbakanlıktan çekilişine: kadarki gelişmeleri kapsamaktadır. Kitabın geniş kesimleri, 16 Şubat 1975'te başlayarak, 49 yazı biçiminde arka arkaya her gün Günaydın Gazetesinde yayınlandı. Gazetede çıkmayan bölümlerle birlikte, Kıbrıs meselesinde 1956 - 1965 döneminin olaylarını, benim bildiğim ve gördüğüm kadar, tümü ile bu kitap ortaya koymaktadır. Kitabı meydana getirirken, benim için yeni bir yol izledim: Kâğıt-kalem veya daktilo ile yazmadım. Bir ses alma aygıtından yararlandım, oraya söyledim. Bir sekreter ses şeritlerinden dinleyerek daktilo ile kâğıda geçirdi. Son denetimini kendim yaptım. Belgeleri kitaba geçirirken, dilde sadeliğe önem verdim. Dilimiz o kadar çabuk sadeleşiyor ki on beş yıl önce söylenen ve yazılanları bugünkü genç kuşağın anlaması güç. Bundan dolayı, yer, yer karşılığını bulabildiğim öz Türkçe terimleri, deyimleri, kelimeleri, eskileri çıkararak onların yerine koydum. Belki de bunu gereken ölçüde yapamadım. Devletimizin dış gücü, içerdeki birliğimize, dayanışmaya her zaman büyük ölçüde bağlıdır. Özellikle, Kıbrıs dolayısıyla buna ihtiyaç daha da artmıştır. Gün, politikacılarımızın, bölmeye değil, yaklaştırmaya heves etmeleri günüdür. Kıbrıs davası şu anda sonuçlanmış değildir. 1974 yaz aylarında Türkiye'nin giriştiği askeri hareket, işi yeni ve elverişli bir aşamaya getirmiştir. Coğrafyaya dayalı ikili federasyon akla uygun bir çözümdür. Kıbrıslı Türkler, kurulacak federasyonun üyesi olacak Türk Devletini 1975 Şubatında ilan ettiler. Onlar hazır. Fakat, Yunanistan ve Kıbrıslı Rumlar Türkleri kendi egemenlikleri altında yaşatma isteğinden bir türlü vazgeçemiyorlar…
