Tarık Buğra, bu tek kişilik piyesinde Yunus Emre'nin nefsini öldürerek nasıl manevi biri ve bir sevgi insanı olduğunu anlatıyor.
İnsanlık tarihindeki savaşların gereksizliğini , kan ve gözyaşının ne kadar acı bir şey olduğunu vurguluyor. Ölümü ve yaşamı sorguluyor.
Savaştaki zaferin bile bir anlamı olmadığını şöyle anlatıyor:
"O zaferler; asıl o zaferler! Kanlara, gözyaşlarına mal olan, ocaklar söndüren o zaferler ve yenilgiler ne oldu? Arkalarında ne bıraktı? Biri daima lanetlerle, öteki mezara ulaşamayacak kof övgülerle dolu iki satırdan başka?
Saçma!
......
Her şey boş, her şey beyhude görünüyor, şeytan işi bir aldatmaca geliyordu bana."