#AngelaCarter mitleri ve masalları feminist bakış açısıyla ve büyülügerçekçilik üslubuyla yeniden yorumlayan bir yazar. Margaret Atwood ve Jeanette Winterson’u etkilemiş.
.
Hikaye 15 yaşındaki Melanie’nin benliğini keşfetmesi üzerine kurgulanmış. Melanie de birçok kız gibi kadın olmayı, aşkı kültürün dayattığı eril değerler ile düşlüyor. Ama dayınısın evinde ve oyuncakçı dükkanında yaşadıkları yavaş yavaş onun farkındalığının artması sağlıyor. Dayı eril kültürün temsili bir karakter.
Kitapta birçok masala ve mite gönderme var. Mavi Sakal, Leda ve Kuğu gibi önplanda olanlar, diyaloglarda - olay akışında atıf yapılanlar da var, Kırmızı Başlılık Kız gibi. Bir de hikayenin biçimini oluşturan mitler var, Üçlek tanrıça inancı (Artemis - Selene - Hekate) ve İsis’in merkezde olduğu Osiris- İsis-Horus üçlüsü. Özellikle kitabın son bölümü için İsis önemli, kullanılan ögelerin işlevi netleşiyor ayrıca en çok bu bölümdeki ögeler eleştiri almış mitolojik yönü gözardı edildiği için. Bu arada üç ve ay sembolizmi mitolojide önemli olduğu kadar kitapta da önemli. Mitolojiye mesafeliyseniz de sorun yaşamazsınız, kurgunun akışında çok iyi işlenmiş, çevirmenin kararında dipnotları da var ama mitoloji olunca değinmeden geçemedim.
.
Carter’ın atmosferi bana Dickens’ı hatırlattı ki bir satırda Oyuncakçı Dükkanı’nı Dickens romanlarına benzetiyor. Kasvetli bir Londra, iyi-kötü yönüyle tam kendini açık etmeyen karakterleri ve grotesk sahneleriyle Feminist bir Dickens masalı diyebilirim :)
Ayrıca @begukov çevirisi, pek severim :))