Satirikten öte fazlaca taşlama içeren pikaresk bir eser. Sofistlerin, teologların, siyasetçilerin, kral ve hükümdarların, onlardan daha güçlü ruhban sınıflarının Voltaire’in eleğinden geçtiği romanda, Candide adlı temiz, kötülükle henüz tanışmamış ve ancak o zamana kadar anlatılanlar kadar bir düşünce ufkuna sahip gencin, zamanla biriktirdiği insanlarla birlikte farklı coğrafyalarda tecrübe ettikleri, karşılaştıkları insanlardan öğrendikleri, yaşadığı olaylardaki akıl dışılıkları ve tüm bunlar ışığında da bilinçli bir aydınlanmaya ulaştığı yoldaki ayak izleri bol hicivle aktarılmış.
Voltaire’in kitapta garip şekillerde ve çokca rastlantıya rasyonel açıklamalarla yer verdiği dikkat çekici. Bunun bir nevi babası gördüğü filozoftan ilk öğrendiği determinist öğreti ile ne denli çeliştiği de ortada. Kitabın son dialogu bu bakımdan çok bütünleyici. Belki de kitabı özetler nitelikte.