ah sen ! bu alçak dünyaya nasıl ve niçin düştün ? güzel bedeni tanrının kader aydınlığından yaratılmış bir meleğin bu kara topraklar üzerinde ne işi vardı ? yoksa yoksa benim için mi geldin ? söyle ! sevinçten çıldıracağım geliyor allah aşkına söyle ! gelişin benim içinse dünyaya ayak basmanın onuruna ne türlü armağanlar dağıtayım ?
Bugün hapishane tarafından bakıldığı zaman bu taşların biraz ötesinde göze çarpan kocaman çınar o zamanlar belki dikilmemişti bile.Bu çınarın da ayrı ve acıklı bir hikayesi vardır; dallarına binlerce mazlum veya sanık asıldığı için tarihimizde “şecer-i vakvak” unvanını almıştır.Cami meydanında idam edilen yeniçerilerin cesetleri de yine o ağacın altına atıldığı için bir şairin; “meyva vaktinde yetiştik şecer-i vakvakın” mısrası ile merhamete ve insanlığa yakışmayacak şekilde alay konusu olmuştur.
(*)şeçer: ağaç
vakvak:yemişleri insan biçiminde olduğu söylenen bir masal ağacı
şecer-i vakvak: istanbulda atmeydanında yani şimdiki sultan ahmet meydanında bir çınara verilen ad öldürülen bazı büyüklerin kafaları kesilip bu ağacın dallarına asılırdı