Kitabın girişinde yazar Jack London'un hayatı hakkında kısa bir bilgilendirme ile karşılaşıyoruz. Ayrıca hemen altında çevirmen Şemsa Yeğin'in hayatına dair kısa bir paragrafta yer almakta.
San Francisco'nun elit bir semtinde yaşayan 15 yaşındaki Joe'nun, yaşadığı semtte başlayan ve açık denizlere kadar uzanan, çoğunluğu denizlerde geçen serüveninde başından geçen bir takım olaylar anlatılmaktadır.
Kitabı okurken, özgür ruhlu ve maceracı Joe'nun duygularını, neleri sevip sevmediğini kendinizden bir parçaymış gibi anlayabiliyorsunuz. Joe'nun yaşından büyük bir cesarete sahip olduğunu... Nitekim onu yetiştiren ailenin yetiştirme tarzına bakıldığında Joe'nun özgüvenini yansıtan karakteristik özelliğinin nasıl oluştuğu anlaşılıyor. Bu durumda özellikle babası Mr. Bronson'un payı çok büyük. Mr. Bronson resmen bir anlayış ve sabır abidesi. Kendisini tebrik etmekle birlikte, kitabın giriş kısmı dışında Bronson ailesinden veya mahalledeki arkadaşlarından pek bahsedilmiyor. Büyük çoğunlukla Deniz'in Çağrısına kulak vermiş bir gencin deniz hayatında yaşadıklarından ibaret.
Kitap sürükleyici ve net bir dille yazılmış. Okurken, denizcilik lugatının yoğun olduğu kısımlar hariç olmak üzere yazılanları zihnimde kurgulamakta pek zorlanmadım. Kitabın son cümlesini bitirdiğimde sayfayı çevirip boş bir sayfayla karşılaşınca şaşkınlığım bir süre donukluğa sebep oldu. Bunu beklemiyordum, neyse ki iyi yanından bakarak romanın nasıl sonlanması gerektiği konusunda zihnime bir tercih alanı bırakılmıştı, bende istediğim gibi sonlandırdım.