Kitap, uzunlu kısalı on beş farklı hikayeden oluşuyor. Bana kalırsa hikayeler herhangi bir romandan alınan 10-15 sayfalık alıntılar gibi. Tam karakterler, olay örgüsü oturacakken hikaye bitiyor. (Hikaye demişken Stefan Zweig tarzında düşünmeyin, hikayenin bittiğini bile anlaşılamayabiliyor, bir anda kesiliyor. “N’oldu şimdi?” diyorsunuz) Yine de en güzel hikaye, kitabın sonundaki en uzun hikayeydi. Belki de uzun olduğu için güzeldi çünkü karakterleri daha iyi tanıyabiliyorsunuz.
Hikayelerin bağlantılı olduğunu söyleyenler var, fakat ben bu bağlantıyı fark edemedim. Çünkü okurken gerçekten sıkıldım ve zamana yaydım. Genel olarak beklentimin altında kaldı diyebilirim, belki de ben çıtayı çok yüksek tutmuştum.
Kitap benim tarzım değildi, ama elbette çok sevenler olacaktır. Okumayı düşününenlere keyifli okumalar dilerim.