Kitap bir zamanların Rus sosyolojisine ışık tutuyor. Toprak sahiplerinin, köylülerin de sahibi olduğu bir dönemde yok yere husumete giren iki toprak sahibinin çatışması arasında köylülerin kaderinin belirlendiği bir dönemde. Dubrovski ise Schiller'in Haydutlar oyunundaki kahraman gibi, soylu kökenden olmasına karşın ezilen sınıfların lideri bir isyancı, bir haydut oluşunun hikayesi.
Dubrovski romantik bir kahraman olma özelliği gösteriyor. Köylülerin derebeylerine ayaklanmak için soylu bir lidere ihtiyaç duyuyor olmaları, aslında ayaklanmalarının bir özgürlük talebinden ziyade kendi efendilerini seçme arzusu olduğunu gösteriyor.
Aynı zamanda bir aşk hikayesi de roman boyunca devam ediyor.
Hukukun ne kadar aldatıcı bir kurum olduğu ve egemen sınıfların bir aleti olmaktan öte gidemediği de romanda çarpıcı şekilde aktarılıyor.
Puşkin'in yazdığı her cümle gibi Dubrovski de muhakkak okunmaya değer bir roman.