Öne Çıkan Fener Balığı kitaplarını, öne çıkan Fener Balığı sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Fener Balığı yazarlarını, öne çıkan Fener Balığı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Temposu baştan sona hiç düşmeyen, sizi ilk sayfadan alıp götüren harika bir kitaptı.
Bir yandan denizde ceseti bulunan torbacı bir genç, bir yandan cinayeti çözmeye çalışan Başkomiser Murat ve ekibi, bir yandan da para hırsıyla gözleri kör olan Barlas...
Yazar kitapta bulunan karakterlerin iç dünyalarını, düşüncelerini, hayallerini çok güzel yansıtmış. Kitapta eleştirebileceğim tek bir satır yoktu. Her şey tam olması gerektiği gibiydi. Ne eksik, ne fazla. Kitabın son bölümleri resmen aksiyon tufanıydı. Bir yerden sonra nasıl kendimi kaptırdıysam son sayfaya ne ara geldim bilmiyorum.
Polisiye bir eseri okuma sürecinde "ne arıyorum","ne bekliyorum" ve "ne buldum" sorularının cevaplarını almayı beklerim.
Birinci sorudan başlarsak ben polisiye romanda karmaşık bir olay örgüsü, sağlam bir temel, özgünlük ve iyi bir dil beklerim.
Fener Balığı, bir ilk roman olarak "ne arıyorum" sorusuna ve
Katmanlı bir kurgu, akıcı bir üslupla anlatılan ve merakla izlenen olayların olduğu farklı bir polisiye roman. İnsan psikolojisi, aile ilişkisi, erkek-kadın ilişkisi ve Türkiye panoramisinden kesitler var. Kitapta yer alan her bir kahramanın algısından yaşananlar yorumlanıyor. Romanda hiçbir karakter tek başına mükemmel veya süper kahraman olarak aktarılmamış. Sonu vasat olsa da kitabın genel havasını sevdim, polisiye severlere tavsiye edebilirim ancak; kitabın bazı yerlerinde mantık hataları var ayrıca kitap bana yarım kalmış gibi geldi devamı olmalı diye düşünüyorum.
Bu nasıl bir polisiye kitap! Tek kelimeyle muhteşem. İstanbul Emniyeti Cinayet büro A takımı karşınızda. Bir cinayet, bolca komplo, hırs, intikam. Başta karakterler fazla gözükse de hepsi rayına oturmuş. Hele cinayet büro ekibi dört dörtlük, efsane bir takım. Kitap o kadar akıcı ki elimden bırakamadım. Merak uyandırıcı, sürükleyici, şaşırtıcı. Adeta içine çekiyor sayfalar. Gerilim dozu tam kararında. Son yüz sayfayı nasıl okudum bilmiyorum. Oturduğum yere mıhlanmış gibiyim, hiç kalkmadan soluksuz okudum. Koltuğunuza kurulun, aman kahveniz eksik olmasın. Çünkü karakterlerimizin hepsi kahve düşkünü. Ah Murat, Esin, Ahmet, Halil... Özlüyeceğim sizi.. Böyle Türk kadın polisiye yazarları okumaya bayılıyorum. Artık ben de bir Nuray Atacık hayranıyım. Tüm polisiye severlere şiddetle tavsiye ediyorum, okuyun, okutun. Kaleminize sağlık sevgili Nuray Atacık.
Öncelikle belirtmeliyim ki, Türk yazarlar polisiye yazamıyor tezini çürüten bu eseri tüm polisiye severlere tavsiye ederim...
Bir cinayet dosyasının en ufak ayrıntısına kadar araştıran cinayet masası ekibi ile koşuşturmaya, delil toplamaya hazır olun...
Yazarın, yazım dili sade ve anlaşılır. Kurgusundaki gizem ise heyecanını son sayfalara kadar koruyor. Eserde yer alan karakterlerin, psikolojik analizleri çok başarılı bir şekilde kaleme alınmış. Uyuşturucu maddenin, hırsların insan hayatındaki zararları cinayet işlemeye kadar gidebilecek dürtüler mi?
Nuray Atacık'ın ilk kitabı olmasına rağmen, böyle başarılı bir eser ile daha uzun süre yazmaya aday görünüyor...
Emniyet çalışanlarının duygularını, onlarında hepimiz gibi insan olduğunu hatırlatan yazar, eserini ortaya çıkarmak için başarılı bir araştırma yaparak, biz okurlara sunmuş...
Bir tarafta iş adamı Barlas'ın hırsları, bir yanda bir torbacının cesedi ve tüm bu karmaşanın içinde Murat Amirin ve ekibinin soluksuz araştırmaları...
Kitap kapağı, eserin içeriğini yansıtarak bütünlük sağlamış. Kitap polisiye bir eser olması sebebi ile oldukça fazla karakter barındırıyor fakat beni rahatsız etmedi. Yayınevine de değinmek istiyorum. Eser Oğlak Yayıncılıktan, "Maceraperest Kitaplar" adı altında cep boy olarak basılmış. Böyle bir eserin cep boy olmamasını yeğlerdim...
Türk polisiye yazarlar da kesinlikle takip edeceğim bir yazarın daha doğmuş olmasına çok sevindim...
Kalemdaşımın yolu açık, okurunun çok olmasını diliyorum...