Gustav Meyrink'in kalemiyle okuduğum #babilkitaplığı seçkisi ile tanışmış ve çok sevmiştim.
Fantastik edebiyatın öncülerinden olan Meyrink'in bu eseri fantastik edebiyatın klasikleri arasında yerini almıştır. Geçmiş ve gelecek, bilinç ve bilinç dışı, gerçeklik ve düş, ruh ve beden, nesneler dünyası ve metafizik evren katmanlarının giderek iç içe geçtiği, tekinsizliğin her satıra ustaca işlendiği bir başyapıt.
#golem (İbranicedeki gōlem kelimesinden Türkçeye geçmiştir), efsanelerde ruhu olmayan genelde kilden veya topraktan oluşturulan bir varlıktır. Orta Çağ’da tanrının isimlerinin veya sıfatlarının farklı şekillerde söylenmesi, bu kelimeleri oluşturan harflerin farklı şekilde dizilmesi veya bunların bir kağıda yazılarak yapılan muska ve tılsımlarla golem oluşturulmasına ilişkin birçok efsane doğmuştur. Bir Yahudi efsanesinin kahramanıdır, Talmud'da Âdem'in ruh üflenmeden önce bir golem olduğu yazılıdır.
Kitabın konusundan bahsedecek olursam;
19.yüzyıl sonları: Prag, Yahudi Mahallesi. Kıymetli taş kesim ustası Athanasius Pernath gizemli bir ziyaretçinin ardından farklı evrelerde, tuhaf sanrılar arasında hep aynı kişiyi görür. Yoksa otuz üç yılda bir Yahudi Mahallesi'nde ortaya çıktığı söylenen efsanevi yaratık Golem'le mi karşılaşmıştır? Bu karşılaşmanın ardından yaşantısı altüst olan Pernath, entrikalar, esrarlı olaylar, gölge benlikler, sanrılarla örülü bir ağın içinde hareket ederken, bir yandan da kendi benliğinin o ana dek farkına varmadığı katmanlarını keşfeder.
#gotikedebiyat ın öncüsü olan bu muhteşem eseri mutlaka okuyun gönülden tavsiyemdir.