Herkesin gözyaşlarına boğulduğu bir vaaz sırasında ağlamayan bir adama neden ağlamadığı sorulduğunda, "Ben bu cemaatten değilim ki," cevabını vermiş. Adamın gözyaşlarıyla ilgili düşüncesi gülme işin içine girince de geçerlidir. Ne kadar samimi olduğunu düşünürsek düşünelim, gülmenin altında ortak bir anlaşma; hatta biraz daha ileri giderek söyleyeyim, ister gerçek olsun ister hayali, birlikte güldüğümüz diğer kişilerle kurduğumuz bir işbirliği yatar.
İçinde insan olmayan bir şeyde komik de yoktur. Bir resim tablosu çok güzel, zarif, mükemmel, anlamsız ya da çirkin olabilir ama hiçbir zaman gülünç olmaz.
Esprili bir halk aynı zamanda tiyatroya düşkün bir halktır. İyi bir okuyucuda bir tiyatro oyuncusu özellikleri olduğu gibi esprili bir insanda da şairlere özgü bir şeyler vardır. Bu dört terim arasında rahatlıkla bir oran kurulabileceği için bu karşılaştırmayı özellikle yapıyorum. Nasıl ki iyi bir okur, sanatın teorik kısmına hakimse; iyi bir oyuncu da tüm yüreğiyle ve kişiliğini ortaya koyarak oynar. O halde şiirsel yaratım sıradan bir esprili kişinin altından kalkamayacağı bir kendini unutma gerektirir. Esprili kişi, söylediği ve yaptığı şeylerin arkasında belli belirsiz görülebilir. Ortaya yalnızca zekasını koyduğu için yaptıklarına her şeyiyle kendini koymaz.
Belki de bir kelime yalnızca belli bir kişi onu söylediğinde komik, üçüncü bir kişiye ya da kendimize güldürdüğünde esprilidir. Ancak çoğu zaman, kelimenin komik mi esprili mi olduğuna karar vermekte güçlük yaşarız. Kelime en basit haliyle komiktir.
Toplum, yalnızca semptom düzeyinde de olsa kendisini endişelendiren şeylerle vardır. Bir başka deyişle, toplum yalnızca basit bir jestle cevap verecektir. Gülme de bir çeşit sosyal jesttir. Gülme, ilham verebileceği düşüncesi ile dış merkezliliği bastırır, yalnız kalma ve uyuklama riski bulunan bir takım aktivitelerle karşılıklı etkileşim içinde bulunur ve onların uyanık kalmalarını sağlar, son olarak da sosyal düzeyde halen bir miktar kalmış olabilecek mekanik katılığı yumuşatır.
Sayfa 23 - Zeplin Kitap, 1. Basım Mart 2016, çev: Umut Can GökdumanKitabı okudu
Eğer gülme, insanların her fırsatta onu ortaya çıkarmak için uğraştıkları bir eğlence olmasaydı, gülmeyi abartarak onu bir sistem haline getirmek ve ondan bir sanat yaratmak kimin aklına gelirdi ki?