Ben kime öfkeliyim? Kendime. Hayır, kendime değil. Kime? Daima benim kalben olmak istemediğim bir şey olmamı isteyen ve kalben olmak istemediğimiz şeyler olmamızı istiyormuş gibi görünen topluma.. Ben bu insanlara ve simgelere öfkeliyim. Bu beklentilere göre yaşayamıyorum, çünkü öyle yaşamak istemiyorum.”
Yalnızlık derinleşiyor; Sezgilerin de sardunyaların kokusuyla, dolunayla ve olgunlaşan acıyla derinleştiğini hissediyorum. Acı içime işliyor, jilet gibi keskin, kopkoyu bir kan dolaşıyor damarlarımda...
Sylvia Plath, bütün toplumsal normlara karşı gelmek için sokak ortasında burnunu karıştırdığını Günlükler'inde itiraf eder. Plath'ın bu itirafını okuduktan sonra okuduğum bütün romanlardaki ve günlüklerdeki beden hareketlerini ve tiklerini daha dikkatli inceler oldum.