1979 yılında 9 cilt halinde yayımlanan esere 1982 yılında 10. cilt olarak eklenen Fihrist ve Lügatı bölümüyle birlikte. Metin sadeleştirilmemiştir.
Eser Bilgisi
Kur'an-ı Kerim'in Türkçe terceme ve tefsirinin yazılması hususunda Türkiye Büyük Millet Meclisinin kararı sonucu Diyanet İşleri Riyaseti bu görevi Hamdi Efendi'ye tevdi etti. Hamdi Efendi, uzun ve sabırla sürdürdüğü on iki yıllık bir çalışmanın ardından 1926'da başladığı "Hak Dini Kuran Dili" adlı tefsirini 1938'de tamamladı. Eser Hamdi Efendi'ye haklı bir ün kazandırdı. "O'na göre Kur'an-ı Kerim hiçbir dile hakkıyla tercüme edilemez. İhtiva ettiği manaları keşfetmek zor olmakla beraber Kur'an-ı tefsir edebilmek için kelimelerin gerekli anlamını belirlemek, lafız ve mana bakımından ilişkili olan kelimeler arasında bağlantı kurmak, lafızların yer aldığı metnin genel kompozisyonunu dikkate almak ve neticede kastedilen asıl mana ile tali manaları ayırt etmek gerekir. Eski ve yeni ilmi görüşlerin hepsi doğru veya yanlış addedilmemeli, Kur'an tefsirini, bir zaman için geçerli görülen belli ilmi ve felsefi görüşlerin sınırlarına çekerek fikirleri ve vicdanları daraltmamalıdır. Tefsirde hem rivayet, hem dirayet metodunu kullanan Elmalılı'nın, İbn Cerir et-Taberî, Zemahşeri, Ragıb el-İsfahani, Fahreddin er-Razi, Ebu Hayyan el-Endelusi, Şehabuddin Mahmud el-Alusi gibi tanınmış müfessirlerin eserlerinden geniş ölçüde faydalanmış, tasavvufi konularda Muhyiddin İbnül-Arabi'nin kitaplarından alıntılar yaparak fikirlerini bazen tasvip etmiş, bazen eleştirmiş, fıkhi konularda genellikle Hanefi kaynakları ile yetinmiştir. Bir zaruret olmadıkça ayetleri muklaka zahiri manada anlamayı gerekli görmüş; zorlama tevilleri uygun bulmamıştır." "Elmalılı Hamdi, Türkçe bir tefsir yazmıştı. Bu kolay bir iş değildi. Özellikle belagatın icâz mertebesinde bulunan Kur'an ayetlerini, aslındaki yüceliği mümkün mertebe gösterebilmek şartı ile Türkçeye çevirmek, her türlü tahminin üstünde, güç bir iştir. Bu hususta hakkıyla başarıya ulaşmış bir tek şahıs gösterilemez. Bununla beraber Elmalılı merhum bu hususta, en fazla muvaffak olmuş bir zattır." Geniş kültürlü bir din âlimi olan Elmalılı Muhammed Hamdi Efendi, eserlerinde döneminin yaygın dildeki kelimelerini kullanmakla beraber, dilimize başka dillerden geçen yabancı menşeli kelimeleri de kullanmıştır.